Yenidoğan Çetesi Davası’nda savunmalar ve iddialar detaylı bir şekilde inceleniyor. Bu gizemli davanın arka planını, tarafların savunmalarını ve ortaya atılan iddiaları keşfedin.
Antalya Körfez gazetesinin haberine göre; İstanbul’da bebekleri kendilerinin anlaşmalı olduğu hastanelere sevk ederek haksız kazanç sağlayan ve ihmali davranışlarla bebeklerin ölümüne neden olan Yenidoğan Çetesi yöneticisi ve üyeleri, 22’si tutuklu toplam 47 sanığın yargılandığı davanın beşinci gününde duruşmalar sürüyor. Bakırköy 22. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından adliyenin konferans salonunda gerçekleştirilen duruşmada, örgüt yöneticisi İlker Gönen savunma yaptı.
“KİM BİZE SAHİP ÇIKACAK?”
Medisense şirketinde doktor olarak görev yapan ve iddianamede bebekler Kadan, Ayaz Karaduman, Öykü Helvacı, Havanur Karakoç ve Kerem Muhammed Tokluoğlu’nun ihmali davranış nedeniyle ölümüne sebep olma suçunu işlediği tespit edilen sanık Gönen, duruşmada önemli açıklamalarda bulundu. Gönen, “Karakoç bebeğin bağırsaklarında ciddi sorun vardı. Yalova’dan gelen bu bebek, durumu kötüleşince Bağcılar’da ameliyat oldu. Ardından başka bir hastaneye sevk edildi. 64 gün boyunca tedavi gördükten sonra bebek vefat etti. Hemşireler 64 gün boyunca beni aradı. Bebek, mama verilmesine rağmen beslenemiyordu. Şimdi beni, bu bebeğin beslenemediği için ölmesiyle suçluyorlar. Karakoç bebeğin ölümünden sonra polis geldi, tüm dosyalara el koydu ve bebeği Adli Tıp Kurumu morguna götürdü. Bebek üzerinde otopsi yapıldı ve rapora göre ölüm sebebi, beslenememek değil bağırsakların yırtılmasıydı. Masumiyet karinem varken, her şey gizlilik kararı ile korunduğu halde, bu iddialar nasıl oluyor da haberlerde ve sosyal medyada çarşaf çarşaf yayılıyor? Benim avukatım dosyaya ulaşamıyor. Bu, Allahtan reva mıdır? Aileler galeyana getirildi. Kim bize sahip çıkacak?” dedi.
“BENİM YÜZÜMDEN 47 KİŞİ BEBEK KATİLLİĞİ İLE SUÇLANIYOR”
Sanık Gönen, savunmasının devamında, “İkinci bebek Tokluoğlu konusunda, ben bu hastada kalp masajı yaptırmamakla, yani Türkiye Cumhuriyeti tarihinde ilk defa ötenazi yaptırmakla suçlanıyorum. Çocuk oksijensiz doğuyor ve müdahale için yaklaşık 2 saat harcanıyor. Medya, benim daha avukatım bana dosyayı getirmeden ‘ötenazi yapmışlar’ gibi ifadeler kullanıyor. Bu insanların duygularıyla oynanıyor. Sağlıkta şiddet artıyor. Benim yüzümden 47 kişi bebek katilliği ile suçlanıyor. Bunun hesabını kim verecek?” şeklinde konuştu.
“YANI BİZ NE YAPTIK?”
Kendisine yöneltilen suçlamaları kabul etmeyen İlker Gönen, “Herkesin suçu olabilir. Suçum olabilir ama bebek katilliği ile kimse beni yaftalayamaz. Bebek Kadan doğduğunda bana gönderilen görüntülerde bir şey anlaşılmıyordu. Fırat Sarı, bir gün sonra bebek vefat edince beni aradı ve ölüm sebebi hakkında bir şeyler olabileceğini söyledi. Oysa ben, üzerinden 1 gün geçtikten sonra bebeğin hayatını kaybettiğini söyledim. Olmayan bir akciğer patlamasını görüp söylememekle katillikle suçlanıyorum. Bu kadar iftira ve yalanın ortaya çıkması kolay mı? Benim bu iftiraya maruz kalma nedenim ne? Medyaya bu kadar yer vermenin amacı ne? Kimi zor durumda bırakmak istiyorsunuz? Uzman görüşünü yazan kişiler, iddialarda bulundular ama hazırlanan bu uzman görüşünün nasıl hazırlandığını kimse sorgulamadı. Burada bebek katilliği ile suçlanıyorum. Kimse bizim yanımızda duramadı. Medyada öyle bir baskı oluşturuldu ki, yani biz ne yaptık?” şeklinde savunma yaptı.
“BEN BEBEĞE KATİL RUHLA, ADRENALİN YAPTIRMAMAKLA SUÇLANIYORUM”
İki aydır cezaevinde kaldığını belirten sanık Gönen, “Bebek Helvacı olayında ben bebeğe katil ruhla, adrenalin yaptırmamakla suçlanıyorum. Son iki aydır ne cezaevinde kalabiliyorum ne de başka bir yerde rahat bir şekilde yatabiliyorum. Sabahtan akşama kadar tapeler sayfa sayfa geziyor. Kim geri getirebilecek bizim itibarımızı? Ben, 5 tane ölümle suçlanarak karşınızda duruyorum. Bizim idam sehpamızı uzman görüşü koydu, tekmeyi de medya vurdu. Kimseye tek kelime anlatamadık. Biz bir kere yaftayı yedik” dedi.
Kaynak: Antalya Körfez