Soğuk Hava Çocuklarda Astımı Tetikliyor

Ülkemizde de okul çağındaki her 7 çocuktan 1’inde astım görüldüğü belirtiliyor. Kış aylarında soğuk hava, grip üzere viral enfeksiyonlar, hava kirliliği ile kapalı ortamlarda artan hayvan tüyü, toz ve küf üzere alerjenler astımı tetikliyor. Bu nedenle, kış aylarında okul çağındaki çocuklarda daha yaygın görülen astım tedavi edilmediğinde yahut denetim altına alınamadığında çocuğun fizikî aktivitelerini kısıtlayabiliyor ve okul performansını olumsuz etkileyebiliyor. Ayrıyeten daima tedavi gerektiren durumlarda ruhsal meselelere da neden olabiliyor. Çocuklarda okul kaybı ve hastane yatışlarının kıymetli bir sebebi olan astımın belirtileri ise tedaviyle kaybolabiliyor. Fakat,  bu durum tüm çocuklar için geçerli olmuyor, hastalık denetim edilmezse hayat boyu sürebiliyor.  Acıbadem International Hastanesi Çocuk Alerjisi Uzmanı Prof. Dr. Feyzullah Çetinkaya, astımın denetim altına alınmasında tabip, ebeveyn ile çocuğun işbirliği ve nizamlı yapılan takiplerin büyük bir ehemmiyete sahip olduğuna dikkat çekerek, “Doğru tedaviyle çocuklar yaşıtları üzere toplumsal aktivitelere katılabilir ve okul hayatına meselesiz devam edebilirler. Anne babaların dikkat etmeleri gereken en değerli nokta ise çocuk biraz düzelince ‘iyileşti’ fikriyle çabucak ilaçları bırakmamak olmalı. Aksi halde hastalık ilerleyip kalıcı bir iz bırakabilir” diyor.

Çocuklarda astımın 4 kıymetli sinyali! 

Astım, teneffüs   yollarının kronik bir   halde  yüzeysel olarak iltihaplanması sonucu daralması ve çok hassaslık göstermesiyle ortaya çıkan bir teneffüs hastalığı. Prof. Dr. Feyzullah Çetinkaya, teneffüs yolunda enfeksiyon üzere çeşitli  sebeplerle tahriş oluştuğunda gelişen belirtileri şöyle özetliyor: 

• Düzelmeyen  öksürük 
• Sık sık nefes alma yahut  nefes  alırken zorlanma
• Hırıltılı teneffüs (vizing) 
• Efor sırasında ( bilhassa koşarken yahut spor yaparken) nefes almakta zahmet çekme yahut hırıltı oluşması

Atakları önlemek için bu kurallara dikkat!Çocuklarda astım; atopi (yani  doğuştan  yatkınlık),   alerjenlere ağır maruz kalma (ev tozu akarları, polenler, küf), konutta sigara içilmesi, hava kirliliği ve sık geçirilen teneffüs yolu enfeksiyonları üzere etkenler nedeniyle oluşuyor. Prof. Dr. Feyzullah Çetinkaya, astım ataklarının önlemesinde çocuğun ilaçlarını sistemli kullanmasının, sigara dumanından uzak kalmasının, okul ortamında ve servislerde toz ile hayvan tüyü üzere ortamlardan kaçınmasının ve kokulardan uzak kalmasının büyük bir ehemmiyet taşıdığını söylüyor. 

Okul idaresini kesinlikle bilgilendirin! 

Hafif astımı olan çocuklar dahi bazen çok ağır astım atakları yaşayabiliyorlar. Çocuk Alerjisi Uzmanı Prof. Dr. Feyzullah Çetinkaya, bu nedenle öğretmenlerin ve okul  yönetiminin   kesinlikle bilgilendirilmesi gerektiğine işaret ederek, “Bu sayede okul idaresi çocuğun sıhhat durumu için acil müdahale gerektiğinde hazırlıklı olur ve yanlışsız müdahalede bulunur. Ayrıyeten çocuğun tetikleyici ortamlardan kaçınabilmesi sağlanabilir. Bunların yanı sıra   çocuğa, örneğin spor derslerindeki aktivitelerin düzenlenmesi üzere özel düzenlemeler yapabilir” diyor. 

Yaşına uygun olarak eğitim şart!

Okulda oluşabilecek astımla ilgili meseleleri öneyebilmek için çocuğa, yaşına uygun olarak astım hastalığı ve ilaçları hakkında bilgi vermenin son derece değerli olduğunu vurgulayan Çocuk Alerjisi Uzmanı Prof. Dr. Feyzullah Çetinkaya, “Çocuğa astım atağı geçirirse ne yapması gerektiği ve ilaçların gerçek kullanımı kesinlikle anlatılmalıdır. Bu bilgiler kendine olan itimadını artırır ve acil durumlarda paniğe kapılmasını önler” diye konuşuyor. 

“Çocuğum iyileşti” kanısıyla ilacı asla bırakmayın! 

Okul çağındaki çocuklarda gelişen astımın tedavisinde, her yıl grip aşısı dahil olmak üzere, genel kollayıcı tedbirlerin alınması büyük bir kıymet taşıyor. Çocuk Alerjisi Uzmanı Prof. Dr. Feyzullah Çetinkaya, tedavinin çocuğun yaşı ve hastalığın seyri üzere etkenlere bağlı olarak planlandığını vurgulayarak, “Astımı uzun vadede denetim altına almak için ‘kontrol edici’ ilaçlara başvurulmaktadır. Ayrıyeten atak sırasında semptomları hafifletmek gayesiyle süratli tesir gösteren ilaçlar verilmektedir. Tedaviden faal sonuç alınabilmesi için ilaçların yanlışsız halde ve vaktinde kullanılması, çocuğun hastalığı konusunda eğitilmesi, nizamlı olarak doktor kontrolünden geçmesi, tetikleyici faktörlerden uzak durması gerekmektedir. Tabibin tekliflerine uyulması çok kıymetlidir. Örneğin, çocuk biraz  düzelince, anne babalar ‘çocuğum iyileşti’ fikriyle ilaçları asla bırakmamalıdır. Aksi halde hastalık ilerleyip kalıcı bir iz bırakabilir” diyor.  

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı