Otomotivde Çin paniği: Karbon emisyonu hedeflerinin ertelenmesi talebi tartışma yarattı

AB’nin 1 Ocak 2025’te yürürlüğe girecek yeni karbon emisyonu hedefleri otomotivin zirvesini Paris Otomobil Fuarı’nda ikiye böldü. Renault Grubu CEO’su Luca De Meo’nun geçtiğimiz günlerde yaptığı, “Ertelenmezse 15 milyar Euro’ya varan cezalar öderiz. Avrupa’da 2 milyon araçlık üretim durur” sözlerine Paris’ten karşılık veren Stelllantis CEO’su Carlos Tavares, “Duraksarsak Çinlilerin gerisinde kalırız” dedi. Düzenleme Türkiye’yi de çok yakından ilgilendiriyor.

Otomotivde Çin paniği: Karbon emisyonu hedeflerinin ertelenmesi talebi tartışma yarattı
Yayınlama: 21.10.2024
1
A+
A-

Dünyanın en büyük otomotiv grupları, Avrupa Birliği’nin (AB) otomobil ve hafif ticari araçlarda 2025 yılından itibaren her bir araç için kilometre başına karbondioksit (CO2) miktarını 95 grama indirme mevzuatı nedeniyle sonuçları Türkiye’yi de yakından ilgilendiren önemli bir krizle karşı karşıya.

Eğer üreticiler yeterince sıfır emisyonlu yani elektrikli araç satamayacak olursa çok yüklü cezalar ödeyecek ve belki de önümüzdeki yıldan itibaren benzinli/dizel araç üreten fabrikalarını durdurmak zorunda kalacak. Ortaya çıkacak atıl kapasite ve daralan Avrupa pazarı ise otomotiv üretiminin yüzde 80’ini buraya ihraç eden Türkiye için tehdit anlamına geliyor.

PARİS’TE FİKİR AYRILIKLARI

AB’nin 2035’ten itibaren sadece sıfır emisyonlu araç satışı hedefi doğrultusunda önemli bir dönüm noktası olan 2025 için markalar aslında uzun süredir hazırlanıyordu. Ancak, beklentilerin altında seyreden elektrikli araç satışları ve Çinlilerin uygun fiyatlı elektrikli araçlarını pazara sokması Avrupalılar için işleri karıştırdı. Geçtiğimiz hafta yerinde takip ettiğimiz Paris Otomobil Fuarı’nda önemli mesajlar veren otomotiv yöneticileri 2025 ve 2035 hedeflerinin ertelenmesiyle ilgili ikiye bölündü.

15 MİLYAR EURO CEZA GÜNDEMDE

Hürriyet’ten Taylan Özgür Dil’in haberine göre konuyla ilgili geçtiğimiz günlerde France Inter radyosunda açıklamalarda bulunan Renault Grubu CEO’su Luca De Meo, “Herkes 10 sene sonradan, 2035 yılından bahsediyor. Fakat biz 2025’i konuşmalıyız çünkü şimdiden zorlanmaya başladık” dedi. Aynı zamanda Avrupa Otomobil Üreticileri Derneği’nin (ACEA) Başkanı da olan Luca De Meo, AB’nin koyduğu sıkı kuralların uygulanmasında esneklik sağlanması gerektiğinin altını çizerek, “Aksi halde 2025 şartları sektörün yaklaşık 2 milyon araçlık üretimi durdurmasına veya yaklaşık 15 milyar Euro’ya varan para cezalarına maruz kalmasına neden olabilir” dedi.

ÇİNLİLER 3’TE 1 UCUZA ÜRETİYOR

Bünyesinde Peugeot, Citroen, Opel, FIAT, Alfa Romeo gibi markaları bulunduran Stellantis’in CEO’su Carlos Tavares ise Paris Otomobil Fuarı’nda düzenlenen zirvede, 2025 geçişinin ertelendiği takdirde otomotiv sektörünün daha büyük sorunlarla karşı karşıya kalabileceğini söyledi. 2025 AB emisyon hedeflerinde herhangi bir gecikmenin, Avrupalı ​​otomobil üreticilerinin Çinli rakiplerinin daha da gerisinde kalması anlamına geleceğini söyleyen Tavares, “Acı gerçek şu ki Çinli rakiplerimiz elektrikli araçlaro bizden üçte bir daha ucuza üretiyor. Oyunumuzu geliştirmemiz gerekiyor. Duraksayarak geçirdiğimiz her saniye, gelişmek için kaybettiğimiz zamandır. 2025 yılı emisyon hedefleri ve AB’nin 2035’te yalnızca sıfır emisyonlu araçların satılabileceği yönündeki zorunluluğunu sabit tutması etik bir sorumluluktur” ifadelerini kullandı.

“2035 DE İPTAL EDİLMELİ”

BMW CEO’su Oliver Zipse ise Paris’te katıldığı konferansta, Avrupa’nın Çin’e batarya konusunda olan bağımlılığını azaltmak için 2035’ten itibaren yeni fosil yakıt yayan araçları yasaklama planını iptal etmesi gerektiğini söyledi. AB’nin 2035’ten itibaren içten yanmalı motorlu otomobil satışını yasaklama planının otomotiv sektöründe büyük bir daralmaya yol açacağını söyleyen Oliver Zipse, elektrikli araç satışlarının beklenenden düşük olması ve elektrikli araçlara yönelik sübvansiyonların sürdürülemez olması nedeniyle bu planın artık gerçekçi olmadığını savundu.

95 GRAMI TUTTURAMAYAN CEZAYI ÖDER

Avrupa Birliği Komisyonu’nun ilgili mevzuatı, 2025 yılında üretilecek otomobil ve hafif ticari araçların ortalama karbondioksit emisyonlarının kilometre başına 95 gram olmasını şart koşuyor. Bu kural 2024 yılında 116 gram olarak belirlenmişti. Şayet otomotiv üreticileri, 2025 yılında kilometre başına 95 gram C02 hedefini tutturamazlarsa sınırı aştıkları gram başına 95 Euro ceza ödüyorlar. Bu ceza, markanın toplam satışları ile çarpıldığında ortaya büyük cezalar çıkıyor. Yapılan araştırmalar markaların hedefleri tuturabilmek için önümüzdeki yıl satışlarının yaklaşık yüzde 25’inin tamamen elektrikli araçlardan oluşması gerektiğini söylüyor. Avrupa’da satılan elektrikli araçların payının an itibarıyla yüzde 15’in altında olduğu düşünüldüğünde işte tüm kriz buradan doğuyor.

VW VE FORD İÇİN TEHLİKE ÇANLARI

Uluslararası Temiz Ulaşım Konseyi’nin (ICCT) son araştırması, şu anda 95 gram C02 hedefine en uzak iki markanın Alman Volkswagen ve ABD’li Ford olduğunu ortaya koydu. 10 büyük üreticinin araştırıldığı rapora göre, araştırmaya dahil edilen markaların 2025 yılında elektrikli araç satılarını 12 puan arttırarak yüzde 28’e çıkarmaları gerektiği belirtildi. Volvo hariç tüm üreticilerinin emisyon azaltmak için çaba göstermesi gerektiği belirtilen rapor kapsamında; Volkswagen ve Ford’un emisyon oranını yaklaşık yüzde 21 azaltması gerekirken, Hyundai, Mercedes-Benz ve Toyota için bu oranın ortalama yüzde 12’den fazla olduğu ortaya koyuldu. BMW, KIA ve Stellantis ise yüzde 9 ila yüzde 11 arasında CO2 azaltımı ile hedeflerine ulaşmaya en yakın üreticiler.

TÜRKİYE’Yİ OLUMSUZ ETKİLEYEBİLİR

Avrupa’nın endişe verici bir dönemden geçtiğini belirten Otomotiv Sanayii Derneği (OSD) Yönetim Kurulu Başkanı Cengiz Eroldu ise yaşanan gelişmelerin Türkiye’ye etkileriyle ilgili, “Avrupa’daki potansiyel pazar daralması sebebiyle oluşabilecek araç fazlasının Türkiye pazarına kaydırılması muhakkak söz konusu olacak. Biz de ürettiğimiz araçları Avrupa pazarlarına ihraç ediyoruz. Avrupa pazarlarındaki daralma; atıl kapasite yaratarak ve Türk otomotiv sanayinin ürettiği araçların satışı üzerinde baskı yaratarak her iki taraftan da bizi son derece olumsuz etkileyebilir. Türkiye’nin aşınan bir ihracat rekabetçiliği var. Buna yönelik politikalar mutlaka geliştirilmeli. Yoksa tekstilde olduğu gibi otomotivde de benzer bir akım başlayabilir yani elimizdeki tesisleri de koruyamayabiliriz” demişti.

patronlardunyasi.com

Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.