“Nasıl Bir İzmir” serisinde Körfez ve havzalar konuşuldu

İzmir Büyükşehir Belediyesi İzmir Planlama Ajansı (İZPA) tarafından kentin uzun vadeli vizyonunu ve stratejilerini şekillendirmek üzere hazırlanan İzmir Vizyon 2074 Çerçeve Evrakı çalışmaları kapsamındaki “Nasıl Bir İzmir” panel serisinin üçüncü oturumu, “Körfez ve Havzalar” başlığı ile gerçekleşti.

Toplam 8 panel ve 8 atölye çalışmasından oluşan ve Doç. Dr. Murad Tiryakioğlu moderatörlüğünde düzenlenen “Nasıl Bir İzmir” serisinin üçüncü paneli İzQ İnovasyon Merkezi’nde gerçekleşti. Panele çok sayıda yurttaşın yanı sıra belediyelerden, meslek odalarından ve üniversitelerden temsilciler izleyici olarak katıldı.
“Körfez ve Havzalar” başlıklı panelin birinci konuşmacısı Boğaziçi Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Irmak Ertör, ‘mavi ekonomi’ ve ‘mavi büyüme’ kavramları üzerinde durdu. Ertör, denizlerin ekonomik büyüme için yeni yerler olarak görüldüğüne ve ekolojik sürdürülebilirliğin ehemmiyetine dikkat çekti. Ekonomik büyüme odaklı hareket etmenin yarattığı meselelere işaret eden Ertör, “İzmir Körfezi özelinde en önemli sıkıntılarımız deniz biyoçeşitliliğinin azalması, cinslerin tükenmesi, endüstriyel ve ziraî atıklar ile buna paralel oksijen azalması, çarpık kentleşmenin denize ve kıyıya erişimi zorlaştırması. Ayrıyeten Aliağa, gemi söküm dalının tesiriyle emek ve ekoloji problemlerinin denizel ve kıyısal yerde kesişiminin değerli bir örneği” halinde konuştu.

“Lagünler ve deniz çayırları, deniz ekolojisi için çok önemli”
Ertör’ün akabinde kelam alan Dokuz Eylül Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Güzel Yücel Gier ise İzmir Körfezi’ndeki özel etraf muhafaza alanlarının ve Çakalburnu Lagünü üzere Ramsar alanlarının kenti su taşkınlarına karşı koruduğunu belirtti. Deniz çayırlarının deniz ekosistemi açısından kıymetini vurgulayan Gier, kelamlarını şöyle sürdürdü:
“Deniz çayırları, biyoçeşitlilik açısından sulak alanlar kadar kıymetli. Deniz çayırları için tehditleri bulanıklık, yabancı cinsler, derin deşarjlar olarak sıralayabiliriz. Müsilaj ise bu sıkıntıların en son noktasında ortaya çıkıyor. Deniz ekosisteminin korunması için disiplinler ortası çalışmalar yapılmalı. Kent plancıları ile, mimarlar ile çalışılmalı. Mimarlar kıyıyı, denizi öğrenmeli. Mahallî bedellerin farkına varmalıyız ve haritalamalıyız.”

“Havza çalışmaları büyük kıymet taşıyor”
Panelin son konuşmacısı İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Semahat Özdemir, etkilerini yaşamaya başladığımız iklim krizinin, gelecek on yılların en sıkıntılı alanı olduğuna işaret ederken, şu halde konuştu:
“Aşırı iklim olayları, kuraklık, ısı artışı, su kıtlığı, besin güvenliği, tüm insanlık için çok değerli riskler. Ülkemiz ise, bu risklere ek olarak dört büyük sorun alanı ile karşı karşıya. Ülkemiz, iklim krizinden en çok etkilenen coğrafyalardan birisi olan Doğu Akdeniz Bölgesi’nde yer almakta ve çok büyük bir kısmı, sarsıntı riski ile karşı karşıya. Ülkemizdeki akarsu havzalarının çok büyük kısmında önemli kirlilik sorunu yaşanmakta. Havzalardaki yüzey suları ve yeraltı suları azalma ve kirlenme tehdidi altında, tarım topraklarımız kimyasallar ve hava kirliliği üzere nedenlerle kirlenmekte. Kirlilik sorunu yaşanan havzalarımızda üretilmekte olan ziraî eserler, sıhhatimizi tehdit eder nitelikte. Tüm bu nedenlerle, kendi içinde bir ekosistem bütünlüğüne sahip olan havzalarımıza dair çalışmalar yapmak, stratejik planlar ve aksiyon planları yapmak, öncelikleri belirlemek, aksiyonları hayata geçirecek aktörleri ve metotları belirlemek ve ne kadar başarıldıklarını izlemek çok değerli.”

Panel, konuşmaların akabinde soru-cevap kısmı ile sona erdi
İzmir Büyükşehir Belediyesi İzmir Planlama Ajansı tarafından kurgulanan “Nasıl Bir İzmir” çalışması, iki haftada bir tüm İzmirlilerin iştirakine açık olarak gerçekleşecek paneller ve bunları takip eden atölyeler ile devam edecek. Çalışmanın, Vizyon 2074 Çerçeve Belgesi’ne değerli çıktılar sağlaması bekleniyor.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı