Narin Güran soruşturmasında kahreden detay! 200 bin lira karşılığında…

Diyarbakır’ın merkez Bağlar ilçesi kırsal Tavşantepe Mahallesi’nde 21 Ağustos’ta kaybolan 8 yaşındaki Narin Güran’ın cesedi dün sabah 08.45 sularında bulundu. Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı’nca yürütülen soruşturma kapsamında gözaltına alınan N.B., olayın tüm ayrıntılarını anlattı. N.B., Salim Güran ile birlikte arama çalışmalarına katıldığını, 200 bin lira karşılığında cesedi dereye bıraktığını itiraf etti.

“ARAMIZDA 100 METRE UZAKLIK VARDIR”

N.B., tabirinde, “Saatini tam olarak hatırlamıyorum ancak öğle saatlerini geçmişti, konutumuzun şebeke sularının kesik olduğundan ötürü köyümüzün muhtarı Salim Güran’ı aradım, içme suyumuz akmıyor dedim, yaklaşık olarak bir dakika kadar konuşmuşuzdur. Konuşma esnasında Salim Güran ‘ararım’ dedi. Daha sonra ortamızda bir konuşma olmadı. Benim meskenim ve Salim Güran’ın konutu yaklaşık 80-100 metre uzaklık vardır. Ben meskenden kendi aracım olan 23 AN 630 plaka sayılı aracım ile çıktım, sonra gerimden beyaz renkli ve 47 plaka ile başlayan bir araçla Salim Güran’ın geldiğini gördüm, tam olarak bu yer mezarlıktan Tavşantepe Mahallesine yanlışsız çıkan parke döşeli köyün iç yolunda bana Salim Güran korna ve selektör yaptı, bende bana içme suyu ile düşünerek bekledim” dedi.

“İNSAN OLDUĞUNU GÖRDÜM TEREDDÜT ETTİM”

N.B., sözüne şöyle devam etti: “Salim Güran aracından inerek benim aracıma hakikat geldi. Bende araçtan indim ve Salim Güran bana eliyle göstermek suretiyle 47 plakalı aracın ön yolcu koltuğunda bulunan battaniyeye sarılı bir şeyi göstererek’ bunu yok edeceksin’ dedi. Bende gösterdiği şeyin yanına yaklaştım ve bakınca battaniyeye sarılı bir şey vaziyette ve anlayınca şaşırdım hareketsiz vaziyette yatan bir insanın olduğunu gördüm, ben insan olduğunu söyleyip tereddüt ettim. Bu esnada Salim Güran, bana hitaben ‘aileni düzgün düşün 200 bin TL para veririm’ dedi. Bu esnada etrafımızda kimse yoktu, bana hitaben aracında torba var mı dedi. Bende aracımın bagajından rengini hatırlamadığım bir çuval çıkartarak Salim Güran’a verdim. Battaniyeye sarılı çocuğu alıp, çuvalın içerisine birlikte koyduk. Bu esnada çocuğun üzerinde siyah tişört ve şort vardı. Üzerinde askılı bir küçük çanta vardı, çocuğu torbaya koyduğumuz esnada sağ kulağının gerisinde boyun bölgesinde bir kızarıklık vardı.”

“ALDIĞIM ŞEYDEN KURTULMAM GEREKTİ”

“Çuvala çocuğu yerleştirdikten sonra çuvalın ağzını orada bağlamadan benin aracım olan 23 AN 630 plakalı aracımın art koltuğun önündeki ayak paspasının olduğu yere koydum ve ben aracıma bindim” diyen N.B., “Aracımın istikameti mezarlık tarafındaydı. Muhtar Salim Güran ile birlikte ayrılmadan göl diye tabir ettiğimiz Eğertutmaz Deresine hakikat götür diyerek eliyle orayı işaret etti. Ve ayrılırken Salim Güran’ın ne yaptığına bakamadım. Direk olarak mezarlığın yanından giderek villalar mevkiine hakikat gittim, yolda giderken ben pişmanlık duydum, fakat aldığım şeyden de kurtulmam gerektiğini düşündüm, derenin yanındaki stabilize yoldan aşağı yanlışsız inerek uygun bir yer baktım, aracımı derenin kenarında durdurdum, çuvalı aracımdan alarak elime aldım, çocuğun tüm bedeni çuvala sığmıştı. Çocuğun ayağının kesik olup çuvalı olmadığını hatırlamıyorum. Zira çok telaşlıydım. 08.09.2024 tarihinde kayıp çocuk Narin Güran’ın bulunduğu yere inerek etrafta ip aradım. İp bulanmayınca çocuğun çantasının ipi aklıma geldi ve çantanın ipini sökerek çuvalın ağzını bağladım ve ağacın yanında çok derin olmayan bir yer buldum. Burada biraz su vardı. Bu alana çuvalı bıraktım ki çuval birisi tarafından bulunur diye düşünerek üzerine bir taş koydum, taşın büyüklüğü yaklaşık 15-20 kilogram civarındaydı. Yanında da birer taş vardı. Üzerine çalı koymadım, zira üzeri kapanmıştı daha sonra buradan çıkarak aracıma bindin, stabilize yoldan çıktıktan sonra baldızım Zeynep’in meskenine gittim” tabirlerini kullandı.

“NAMAZ KILDIM, ARAMA FAALİYETLERİNE KATILDIM”

Kendi konutuna geldiği vakit saat 19.00 sıraları olduğunu tabirinde belirten N.B., kelamlarını şöyle sürdürdü: “Köyde insan hareketliliği vardı, kendi annem ve eşim de Narin Güran’ı arıyorlarmış. Bana söylediler. Ben bu yukarda anlattığım olay ile ilgili hiçbir şey söylemedim, konutun içerisine girdiğimde namaz kıldım ve sonra Narin Güran’ı arama faaliyetlerine katıldım. Jandarma köye 21.00- 22.00 sıralarında geldi. Sabah saatlerinde eşim görüştüğümde Narin Güran’ın 03.00 sıralarına kadar aradıklarını öğrendim, saat 07.00- 08.00 sıralarında muhtar Salim Güran jandarma grupları ile birlikte hiçbir şey olmamış üzere arama yapıyordu. Hatta kanalın etrafında arama yaptığımız esnada Salim Güran’ın kanalın içine girerek arama yaptığını gördüm Salim Güran jandarma ile birlikte yapmacıktan göstermelik olarak arama yapıyordu. Daha sonra Jandarma takımlarına teslim olmak aklıma gelmedi. Zira ben öldürmedim. Ancak Jandarmanın beni yakalayacağını biliyorum.”

“HERHANGİ BİR HASIMLIĞIM YOKTUR”

Narin Güran’ın içinde olduğu çuvalı tek başıma dere yatağına koyduğu yanıtını veren N.B., “Bu ortalama yaklaşık otuz dakika kadar sürdü. Ben aracımı 21.08.2024 tarihinde bu güne kadar hiç yıkamadım. Bir arada çuvala koyduğumuz esnada Narin Güran’ın olup olmadığını anlamadım lakin dere yatağına geldiğim vakit çuvalı bağladığım esnada cesedin Arif’in kızı olduğunu anladım. Benim Arif Güran ve ailesiyle rastgele bir hasımlığım yoktur. Salim Güran arama faaliyetlerinde huzursuz hareketler sergiliyordu. Bana neden öldürdüğünden yahut kendisinin öldürdüğünden bahsetmedi. Kendisi öldürmedi ise bana neden getirip bu cesedi kaldır desin. Bana para vermedi. Cesedi çuvala koyar iken bana mısır hasat ettikten sonra vereceğini söyledi. Korktuğum için itiraf edemedim. Beni söze çağırdıklarında muhtar gözaltındaydı. Muhtar Salimin bırakılacağı söylentisi vardı” dedi.

“ÇAPKINLIK YAPTIĞINI ANLATMADI”

İkisinden diğer kimsenin bildiğini düşünmediği yanıtını veren N.B, tabirini şöyle tamamladı: “Fakat Salim’in arabasının art koltuğunda birisinin olup olmadığını bilmiyorum. Biri var ise o görmüştür. Ancak biraz öncede söylediğim üzere ben arabanını art koltuğunda birisinin olup olmadığını bilmiyorum. Biz kendisi ile birlikte çay içer, yemek yer bazen de Diyarbakır’a birlikte giderdik, bu biçimde samimiydim. Lakin bana çapkınlık yaptığını anlatmadı, bende bu türlü bir şeyine şahit olmadım.”