Konyaaltı Belediyesi’nde Taşeron İşçi Çıkarmaları ve Sosyalist İmajın Çelişkisi

Konyaaltı Belediyesi’nde yaşanan taşeron işçi çıkarmaları, sosyalist imajla çelişen bir durumu ortaya koyuyor. Bu içerikte, işçi hakları, belediyenin politikaları ve sosyalist değerler arasındaki çatışmayı derinlemesine inceleyeceğiz.

Konyaaltı Belediyesi’nde Taşeron İşçi Çıkarmaları ve Sosyalist İmajın Çelişkisi
Yayınlama: 09.11.2024
32
A+
A-

Konyaaltı Belediyesi’nde Taşeron İşçi Kıyımı ve Sosyalist İmaj

Antalya Körfez gazetesinin haberine göre, yerel seçimlerin ardından Konyaaltı Belediyesi’nde yaşanan taşeron işçi çıkarmaları, kamuoyunda geniş bir tartışma konusu haline geldi. Belediye Başkanı Cem Kotan’a, “Çözüm işten çıkarmak mı?” sorusu yöneltildi. Ancak, yaşanan bu taşeron işçi kıyımının ardından, belediyenin ekonomik durumu düzelmediği gibi, çalışanlara maaş ödememe durumu da devam etti. Bu durum, ekonomik sorunların kaynağının çalışanlar değil, yönetim zafiyeti olduğunu açıkça ortaya koydu.

Tüm bu eleştirilere rağmen, Konyaaltı Belediyesi ve Cem Kotan, ekonomik krizi aşmak için işçi çıkarma kolaycılığından vazgeçmedi. Taşeron işçilerin işten çıkarılmasının ardından, kadrolu işçilerin de işten çıkarılması gündeme geldi. Ancak, kadrolu işçilerin işten çıkarılması, “Seni işten çıkarıyorum” cümlesi kadar basit değildir. Bunun için ‘kanuni’ bir gerekçe üretilmesi gerekmektedir. Konyaaltı Belediyesi, CİMER’e gelen bir şikayet üzerine soruşturma başlattıklarını ve 67 işçinin belgelerinde sorun tespit ettiklerini açıkladı. Resmi açıklama bu şekildeydi!

Peki, olayın gerçek boyutu nedir? Semih Esen, başkanlığının son üç ayında, işten çıkarılmaya çalışılan 67 işçiyi kadrolu hale getirmişti. Bu işçiler, taşeron olarak çalıştıkları dönemden sonra, devletin kadrolu işçileri haline geldi. Bu 67 işçi, o güne kadar birikmiş tazminatlarından vazgeçerek kadrolarını almışlardı. Zaten bu işçiler, yıllardır Konyaaltı Belediyesi’nde görev yapıyorlardı. Ancak, bu insanlardan eğitim ve yeterlilikleri ile ilgili belgeler istendi. Bu belgelerin ‘Milli Eğitim Bakanlığı ya da eğitim kurumu’ onaylı olması gerekiyordu ve söz konusu belgeler de belediyeye sunuldu. Böylece, 67 işçi kadrolu olarak işine devam etti.

Fakat bir süre sonra, birisi (nereden aklına geldiyse!) bu durumu CİMER’e şikayet etti. Konyaaltı Belediyesi de bu şikayete dayanarak bir soruşturma açtı. Soruşturma sonucunda, işe girişte sunulan belgelerin MEB onaylı değil, üniversite onaylı olduğu tespit edildi. Bu durum, ‘belediyeyi kandırmak’ olarak değerlendirildi ve sonuç olarak bu insanlar işten çıkarılacak. Bu noktada akla gelen ilk soru ise şu: Konyaaltı Belediyesi’nde sadece bu 67 kişinin mi belgesinde sorun var? Diğer kadrolu işçilerde bir problem yok mu? Diğer belediyelerde aynı sorunlar yaşanmıyor mu?

Aslında mesele, belgelerin geçerliliği değil. Asıl mesele, bu 67 kişinin işten çıkarılması ve onların yerine yeni 67 kişinin alınmasıdır. Yeni alınacak işçilerin, Cem Kotan’a biat etmeleri ve yaklaşan ana kademe seçimlerinde Konyaaltı İlçe Başkanlığı için Cem Kotan’ın askerliğini yapmaları bekleniyor. Ülkenin içinde bulunduğu ekonomik ve sosyal durum göz önüne alındığında, tartışılan konulara bakmak gerekiyor. Birinin Cem Kotan’a, “Mahalle yanıyor” demesi gerekiyor.

Yaşananların en acı taraflarından biri de, Cem Kotan’ın göreve geldiği günden beri, ilk fırsatta işçileri kapının önüne koymaktan kaçınmaması ve kendisini ‘sosyalist’ olarak tanıtmasıdır. Bir sosyalistten beklenen, işçi dostu olmasıdır. Ancak, bugüne kadar bunu göremediğimize göre, bir sosyalistin nasıl işçi düşmanı olabileceğini anlamakta zorlanıyorum.

Kaynak: Antalya Körfez

Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.