Gelidonya Feneri, doğanın en güzel köşelerinden birinde yer alıyor. Eşsiz manzarası, tarihi dokusu ve doğal güzellikleriyle keşfedilmeyi bekliyor. Bu muhteşem feneri ziyaret ederek unutulmaz anılar biriktirin.
Antalya Körfez gazetesinin haberine göre; dünyanın en gözde tatil destinasyonlarından biri olan Antalya, sadece plajları ve masmavi suları ile değil, aynı zamanda eşsiz doğal güzellikleriyle de dikkat çekiyor. Bu güzelliklerden biri olan Gelidonya Feneri, yıl boyunca ziyaretçilerini ağırlıyor ve muhteşem manzaralarıyla doğa severleri kendine çekiyor.
Deniz seviyesinden 227 metre yükseklikte bulunan Gelidonya Feneri, büyüleyici bir Akdeniz manzarası sunuyor. Doğanın bu eşsiz parçasını keşfetmek isteyenler, fotoğraf makinelerini yanlarına alarak fenere doğru yola çıkıyor. 1936 yılında faaliyet göstermeye başlayan fener, hem yerli hem de yabancı birçok doğa tutkununun ilgisini çekiyor. Elektrik ve suyu olmayan bu fener, en yakın yerleşim yerinden 10 kilometre uzakta yer alıyor. İlk fenerci, 1944 yılına kadar burada görev aldıktan sonra Ali Demir, burada çalışmaya başlamış ve ailesiyle birlikte fenerin lojmanına yerleşmiştir.
Ali Demir, burada 28 yıl kaldıktan sonra emekli olmuş ve işini oğlu Hasan Demir’e devretmiştir. Hasan Demir de 1998 yılına kadar burada çalışmış ve sonrasında feneri oğlu Mustafa Demir’e bırakmıştır. Mustafa Demir, 20 yıldan fazla bir süredir fenercilik yapıyor ancak babası ve dedesi gibi fenerde yaşamıyor. Feneri uzaktan kontrol eden Mustafa Demir, ayda bir kez bakım için buraya geliyor. İfadesinde şunları belirtiyor:
“Ailemin dışında kimsenin yaşamadığı yerde çocukluğumu keçileri, oğlakları severek, bol bol denize girerek geçirdim. Buraya her geldiğimde ailem aklıma geliyor, duygulanıyorum. Mutfakta kullandığımız eşyalar hala duruyor. Teknolojinin gelişmesiyle artık fenerde yaşamama gerek kalmıyor. Şu anda Finike’de görev yapıyorum. Feneri uydu sisteminden kontrol ediyoruz.”
Eşsiz manzarasıyla yerli ve yabancı turistlerin ilgisini çeken Gelidonya Feneri, Antalya’nın Kumluca ilçesinde yer alıyor. Likya Yolu’nun bir parçası olan fener, doğal güzelliği ile dikkat çekiyor.
Gelidonya Feneri’nin hikayesini kısaca aktardıktan sonra buraya nasıl ulaşabileceğinizi açıklayalım. Deniz seviyesinden 220 metre yükseklikte bulunan fenerin yanına bir araç yolu bulunmamakta. Bu nedenle, fenerin bulunduğu noktaya ulaşmak için bir süre sonra araçtan inip yürümek gerekiyor. Gelidonya Feneri’ne ulaşmak için izleyebileceğiniz iki farklı rota mevcut:
Gelidonya’ya giden yürüyüş parkuru, en az fenerin kendisi kadar ilgi çekici. Doğa yürüyüşü ve kamp yapmak isteyenlerin favori yerleri arasında yer alıyor. Karaöz Köyü’nden başlayan bu yol, çam ağaçları, adaçayı ve kekik kokularıyla kaplı. Kayalık alanlarda yürüyüş yaparken doğanın sesi, kuş cıvıltıları ve uzaklardan gelen dalga sesleri ruhu dinlendiriyor. Zaman zaman yolun zorluk derecesi artsa da, her adımda daha büyüleyici manzaralar karşımıza çıkıyor. Fenerin zirvesine çıktığınızda, Akdeniz’in muhteşem manzarası tüm yorgunluğunuzu alıp götürüyor.
Karaöz’den başlayarak yapılan 9 kilometrelik yürüyüş, ortalama 2-3 saat sürmektedir. Dönüş ile birlikte toplam süre 4-6 saat arasında değişiyor. Manzaranın tadını daha iyi çıkarmak için yürüyüşünüzü fenerin gün doğumu veya batımında ulaşacak şekilde ayarlayabilirsiniz.
“Gelidonya” kelimesi, Likya dilinde “kırlangıç” anlamına geliyor. Bölgede sıkça görülen kırlangıç kuşlarının bu ismi almasında etkili olduğu düşünülüyor. Eğer Antalya’ya yolunuz düşerse, ülkemizin bu benzersiz güzelliklerinden biri olan Gelidonya Feneri’ni ziyaret etmeyi unutmayın!
Kaynak: Antalya Körfez