Gottman’a göre, bir ilişkinin bozulacağının ve biteceğinin ilk belirtisi, konuşmaya başlama cümlesinin çok sert olmasıdır (Gottman & Silver, 2017). Yani suçlama cümleleri ile başlamak, olumsuz bir hal ve tavra girmek yani karşı tarafa “İletişime kapalıyım” mesajı vermektir. Yüzünüzün ifadesiz durması -bir duygu belirtisi olmaması- duygusal olarak dürüst olmamak yani gerçek duygunuz kırgınlıkken yüzde ifadesiz durmaya çalışmanızdır. Misal, anlık öfkeyle eşine “Boşanmada mahkeme süreçlerini araştırdım” diyen kadının cümlelerine incindiği halde erkeğin tepki vermemesi, erkeğinin kibirli ve üstenci bir tavırla aşağıladığı kadının, güçlü durmaya ve kırılmamış gibi görünmeye çalışması. Örnekler çoğaltılabilir.
Çiftler arasındaki öfke hatta dolup taşma hissi çoğu zaman evliliğin biteceği anlamına gelmez. Ancak bazı durumlar var ki John Gottman bu şekilde belirtiler gösteren ilişkilerin ileride bozulacağına ve biteceğine dair tahminlerde bulunabiliyor.
Gottman’a göre, bir ilişkinin bozulacağının ve biteceğinin ilk belirtisi, konuşmaya başlama cümlesinin çok sert olmasıdır (Gottman & Silver, 2017). Yani suçlama cümleleri ile başlamak, olumsuz bir hal ve tavra girmek yani karşı tarafa “İletişime kapalıyım” mesajı vermektir. Yüzünüzün ifadesiz durması -bir duygu belirtisi olmaması- duygusal olarak dürüst olmamak yani gerçek duygunuz kırgınlıkken yüzde ifadesiz durmaya çalışmanızdır. Misal, anlık öfkeyle eşine “Boşanmada mahkeme süreçlerini araştırdım” diyen kadının cümlelerine incindiği halde erkeğin tepki vermemesi, erkeğinin kibirli ve üstenci bir tavırla aşağıladığı kadının, güçlü durmaya ve kırılmamış gibi görünmeye çalışması. Örnekler çoğaltılabilir.
Sert başlangıca bir diğer örnek, seanslarda da gözlemlediğim, sorunla ilgili konuşurken karşı tarafın davranışına değil kişiliğine ve karakterine odaklı cümleler kurmaktır. Ses tonunuz çok yumuşak ve sakin tonlu olsa da sözleriniz “olumsuz bir güçle” yüklü ise karşı tarafın duvar örmesi ve kendini savunmaya geçmesi de doğal olarak gerçekleşir.
Gottman’a göre ikinci ipucu eleştirinin yıpratıcı raddeye gelmesidir. Karşı tarafla ilgili yakınmalarımız çok normaldir. Yakınma başarısız bir iş, eylem ve beklenti ile ilgiliyken eleştiri direkt eşinizin kişiliği ve karakteri ile ilgili olumsuz cümleleri de kapsar. “Sen zaten hep böylesin!, Neyi doğru yaptın ki!, Adam mısın!, Kadın mısın!, Klasik sen!” gibi ağır cümleleri kuran biriyle, aynı yatağa girmeyi bırakın, aynı odada bile bulunmak kişiye ağır gelebilmektedir. Seans odasında bunu çiftlerimin seslerindeki bıkkınlık ve çaresizlik tınısını duyduğumda genelde eleştirinin ağır olduğu bir ilişki tipi olduğunu az çok tahmin ediyorum. Bu çaresizlik hissinin bize anne babamızın tartışmalarında onlara iyi gelememek, annemizi ya da babamızı aralarını düzeltme iç güdümüzün işe yaramaması -çocuk acziyeti- araları düzelmeyince evdeki tüm işlerin ve kokunun değişmesi gibi çocukkenki çaresizlik duygumuzu uyandırdığından kendi romantik ilişkimize de tıpkı o çocuk gibi tepkiler veririz. Bu başka yazının konusu, şimdi ipuçlarından devam edelim.
Yakınma: “Hafta sonu o mesaiyi yazmadan önce fikrimi alman gerekirdi.” “Seninle çocukları bırakıp vakit geçirmek, baş başa kalmak istiyordum.” (Duygu var, talep var, samimi)
Eleştiri: “Niçin işine öncelik tanıyıp duruyorsun?”, “Listende hep son sıradayım.”, “Hep önce kendini düşünürsün zaten.” (Karaktere yönelme, duygu sadece öfke, “hep ve zaten” kelimelerini seanslarda çiftlerimden çoğu zaman rafa kaldırmalarını rica ediyorum.)
Bir diğer ipucu iğneleme, diğer adıyla hor görme, göz devirme, kara mizah, alay etme, küçümseme ile pek çok şekle bürünür halde kendini gösterir. Bazen cümlelerde saklıdır bazen çok açıktan yapılmaktadır. İnsan tiksindiği şeyi hor görür. Karşı tarafı iğneliyorsanız ondan çatışma ve tartışma dışında bir şey bekleyemezsiniz.
Bir çift tartışmasına örnek:
– Haddini ve yerini bileceksin. Ben senin kocanım. (Seni yok sayıyorum, sadece ben konuşacağım.)
+ Ben sadece fikrimi söylüyorum. Senin yaptığın bu davranış yanlış sessizce bunu görmezden gelemem. (Yumuşak giriş, ben dili, uzlaşma cümlesi.)
– Sen beni ne zaman dinledin ki? Bana ne zaman itaat ettin doğrusu bu algılama problemin mi var?(Aşağılama, ahlak dersi)
Diyalogun devamında neler olacağı kısmı önemli değil herkesin zihninde farklı canlanır ama sonuç olarak iğnelemenin savaşı devam ettirme amacı gayet net duruyor. Çiftler arasında bu tarz diyalogların olduğu ilişkilerde “kibir” kocaman bir hal almaya başlar. Seanslarda en zor yıkılan duvarlar bu kibir ve ego duvarlarıdır. İki tarafta kendini koruma iç güdüsüyle iletişime ve yakınmaya kapalı hale gelir. Bu esnada iki tarafta kibir ceketini giyerek kendini kapatma durumuna geçer seanslardaki gözlemlerimde bu durum erkeklerde daha fazladır. Bir zaman sonra onlarda bu yeleği çıkarmaya başlarlar. Erkeklerin kendini iletişime kapatma durumu kadınlara göre daha çabuk gerçekleşme sebebi kadınından gelen talebi eleştiri olarak algılayan erkek partnerinin ona yetersizlik ve güvensizlik mesajları ilettiğini düşünür ve konuşabilmesi için zamana ihtiyacı vardır kabuğuna çekilir ve sessizleşir. Kadın bu sessizliği tehdit olarak, terkedilme olarak algılar ve öfkelenmeye başlar (Gray, 2018).
Gottman’nın yeni evli çiftlerin ilişkileri üzerine yaptığı deneylerde, laboratuvarında bulunan çiftlerin tartışmalarını izlerken yukarıdaki durumlara göre onların ileride boşanacaklarını tahmin ederken bu iki ipucundan faydalanarak söyleyebilir hale geliyor.
Kaynak: Doktor Sitesi