Atatürk’ü Anarken Derin Düşünceler ve Tehditler başlıklı yazımızda, Cumhuriyetimizin kurucusunu anarken, onun fikirlerini ve çağdaş Türkiye’nin karşılaştığı tehditleri derinlemesine inceliyoruz. Geçmişten günümüze Atatürk’ün mirası.
Antalya Körfez gazetesinin haberine göre, Atatürkçü Düşünce Derneği Antalya Şube Başkanı İbrahim Daş, Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün ebediyete intikal edişinin 86. yıl dönümünü andı. Daş, Cumhuriyet’in kuruluşundan bu yana hem içeriden hem dışarıdan zarar verme çabalarına dikkat çekerek, “Son 22 yıldır devrimleri sarsılan, hakaretlere uğrayan ama asla milletin gönlünden silinmeyen Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü, saygı ve minnetle anıyorum” ifadelerini kullandı.
10 Kasım’da Atatürk’ü anan Daş, “Kimine göre bir dahi, kimine göre sadece bir asker. Kimine göre bir faşist, kimine göre de devri geçti! Ancak o, hiç kimsenin inkâr edemeyeceği kadar gerçek. Tarihin tekerleğini ileriye döndürerek, kuldan marabadan yurttaşlığa, etnik ve dinsel örgütlenmeden ulus devlete geçişin önderidir. 100 yıldır, içeriden ve dışarıdan parçalanması için uğraşılan Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusundan bahsediyorum. Özellikle son 22 yılda devrimleri sarsılan, hakarete uğrayan ama asla milletin gönlünden silinmeyen Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü, saygı ve minnetle anıyorum. Bu uğurda onunla birlikte canını, kanını veren tüm şehit ve gazilerimizi de rahmetle anıyorum” diye belirtti.
Daş, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin terörist elebaşı Öcalan’ın Meclis’te konuşma talebine karşı sert bir şekilde eleştirilerde bulundu. Daş, “Rejimi değiştirenler, Atatürk rejimine düşman olanların, TBMM’ye gelerek meşruiyet kazanma dedikleri bir dönemde Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukukçuları parçalayacak ateşe odun atılıyor” şeklinde bir açıklama yaptı.
“Bugün terör elebaşının Meclis’e getirilip terörün meşrulaştırılması ve yeni anayasaya desteği ile Türkiye’nin federasyona geçişinden daha büyük bir tehlike yoktur” diyerek açıklamasını sürdüren Daş, “Türkiye’nin ister Meclis’te sözde demokrasi ve barış ile isterse de terör ile federasyona geçmesinde bir fark yoktur. Tehlikeyi görmezden gelmeyelim, hele hele de barış, güvercin gibi gerçek olmayan söylemlere kapılmayalım. Gerçek olan, iktidarın diktiği federasyon gömleğini zorla muhalefete giydirmeye çalışmasıdır. Ayrıca muhalefeti terörle iltisaklı göstermeye çalışması da bundandır” ifadelerini kullandı.
“Bugün iktidar, yeni anayasa için Meclis’te 382 milletvekili bulmuş gözüküyor. Sözde barış ve demokrasi için Meclis’te anayasa yeter sayısı olan 400’e ulaşmak için yalnızca 18 milletvekiline ihtiyacı var. Meclis’te geri kalan 218 milletvekiline sahip çıkmak, hatta iktidar içindeki muhalefete destek verecek kesimlere ulaşmak için var gücümüzle çalışmalıyız. Nasıl ki 1 Mart Tezkeresi’nde bunu başardıysak, tekrar başarabiliriz. Bunun tek anahtarı ise gerek Meclis içinde gerekse Meclis dışındaki muhalefetin hep birlikte iktidara, ‘Büyük Ortadoğu Projesi’nde göreviniz nedir?’ diye sormasıdır!” dedi.
Kaynak: Antalya Körfez