Aslan Balığı, Akdeniz’in yeni lezzeti olarak dikkat çekiyor. Ancak bu lezzetin yanında getirdiği tehlikeleri de keşfedin. Sağlık üzerindeki etkileri ve gastronomik potansiyeli hakkında bilgi alın.
Antalya Körfez gazetesinin haberine göre, Akdeniz ve Ege Denizi’nde balık popülasyonuna zarar veren aslan balığı, zehirli dikenleri temizlendikten sonra sunduğu lezzetli alternatiflerle büyük bir ilgi görmeye başladı. Çorbası, tavası ve ızgarası oldukça rağbet görüyor. Şu anda kilosu 1000 liraya satılan bu balık, tezgaha çıktıktan sadece bir gün sonra tükeniyor.
Kızıldeniz’den gelerek Akdeniz ekosistemine zarar veren aslan balığının popülasyonunu kontrol altına almak için çeşitli çalışmalar sürdürülüyor. Uzmanlar, bu balığın balık yavrularını ve yumurtalarını tükettiği için, zengin protein içeriği ile tüketilmesini önemle tavsiye ediyor.
Aslan balığı, hem renkli hem de farklı görünümü ile dikkat çekiyor. Ancak bu balığı avlamak için yalnızca zıpkınla yakalanabiliyor. Dalgıçlar, yaz aylarında 5 metre derinliklere dalmakta, kış aylarında ise su sıcaklığının düşmesi nedeniyle daha derin alanlara inmektedir. Artan talep doğrultusunda, balık çarşısına gelen müşterilerin büyük bir kısmı aslan balığını sormakta.
Tezgahlarda kilosu 1000 lirayı bulan aslan balığı, avlanıp tezgaha konduktan sonra bir gün içinde tüketiliyor. Zehirli dikenleri temizlendikten sonra aslan balığı, diğer balık türlerinden hiçbir fark göstermiyor. Etinde zehir bulunmadığı için güvenle tüketilebiliyor.
Aslan balığı, Türkiye’de ilk kez 1985 yılında Antalya kıyılarında görüldü ve doğal düşmanları olmadığı için hızla çoğaldı. Antalya Büyükşehir Belediyesi, deniz ekosistemini korumak ve yerleşik türleri savunmak amacıyla geçtiğimiz yıl Konyaaltı Sahili’nde aslan balığı avlama yarışması düzenledi. Bu yarışmada toplamda 13 kilo 450 gram aslan balığı yakalandı. Belediye, yakalanan aslan balıklarını tüketim amacıyla Düden Park Balık Çarşısı’nda menüye ekledi.
Aslan balığındaki en büyük sorun, zehirli dikenleridir. Ancak, yakalandığında dikenlerine dokunulmadığı takdirde herhangi bir sorun teşkil etmemektedir. Dikenleri eldiven ve makas ile temizlendikten sonra, bu balık diğer türlerden hiçbir fark göstermemekte ve protein açısından zengin bir alternatif sunmaktadır. Avlanması zor bir balık olması nedeniyle, kaya altında yaşadığı için zıpkınla avlanması gerekmektedir. Etindeki zehir bulunmadığı için güvenle tüketilebilir.
Kaynak: Antalya Körfez