Aşkın Nur Yengi ile gerçekleştirdiğimiz özel röportajda, 90’lar ve Türk pop müziğinin unutulmaz anılarını, müzik kariyerini ve dönemin etkilerini derinlemesine keşfedin. 90’ların büyüsüne tanıklık edin!
Patronlar Dünyası’nın haberine göre; Milliyet’ten Ali Eyüboğlu’na konuşan Aşkın Nur Yengi, 90’lı yıllarda Türk pop müziğinin altın çağını, “Bakın ne şarkılar yapmışız 90’larda… Hepsi sahiciydi. Aşk bile bir başkaydı 90’larda.” sözleriyle anlatıyor. İşte o röportajdan bazı kesitler…
90’lı yıllar ve pop müzik denince akla gelen isimlerden biri olan Aşkın Nur Yengi, Sezen Aksu’ya vokalist olarak başladığı dönemden itibaren müzik dünyasında önemli bir yer edindi. “Sevgiliye” adlı albümü ile büyük bir çıkış yaptı ve Türk pop müziğinin gelişiminde önemli bir rol oynadı. Yengi, sadece başarılı bir yorumcu değil, aynı zamanda müzik endüstrisinde kimseyle kavga etmeyen, işini ciddiyetle yapan bir sanatçı olarak tanınıyor. Haluk Bilginer ile 16 yıl süren evliliğinden bir kızı olan Yengi, kızı Nazlı’nın eğitimini İngiltere’de sürdürmesi nedeniyle sıkça Londra’ya gidip geliyor. Onunla 90’lı yıllardan günümüze uzanan bir yolculuk yaptık.
1990’da yayınlanan “Sevgiliye” adlı albümle büyük bir çıkış yapan ve popun patladığı 90’lı yılların ilk yıldızısınız. Aradan geçen 34 yılda birçok isim kayboldu. Siz ayakta kalmayı nasıl başardınız?
Aşkın Nur Yengi, bu mesleğe çok genç yaşta başlamanın avantajları ve dezavantajları olduğunu belirtiyor. “Ailemden kopmadığım bir dönemde, onların bana güvenmesi çok ince bir çizgi oldu. Annem ve babamın bana olan güveni ile ben de onlara layık bir evlat olmaya çalıştım,” diyor. Ablası Sezen Aksu ile çalışmasının da kariyerine büyük katkı sağladığını ifade ediyor. Yengi, “Sahicilik ve samimiyet en önemli özelliklerim. Negatif hırslarım yok, her zaman pozitif hedeflerim oldu. Yaptığım işi çok iyi yapmaya hırslı bir kadın oldum,” diyor.
‘90’lar patlamasının ilk dalgasında popüler isimler arasında nasıl bir rekabet vardı?
Yengi, rekabet duygusunu hissetmediğini, sadece kendisiyle yarıştığını belirtiyor. “En iyi şarkıyı en doğru şekilde söyleme çabası içindeydim. Sezen Aksu ve Onno Tunç gibi ustalarla çalışmanın verdiği sorumluluğu daima hissettim. O dönemde negatif rekabetler yoktu, işimizi en iyi şekilde yapmaya odaklandık,” diyor.
Kızınızın yanına gittiğinizde ne yapıyorsunuz İngiltere’de?
Kızının müzik eğitimi için Londra’da olduğunu belirten Yengi, “Onu çok özlüyorum, yanına gittiğimde birlikte vakit geçiriyoruz, dertleşiyoruz,” diyor. “Kızımın eğitimine destek olmak için sıkça Londra’ya gidip geliyorum. Birlikte parklarda dolaşıyoruz, onun hayatını ve müzikle ilgili gelişmelerini takip ediyorum,” şeklinde ekliyor.
16 yıl evli kaldığınız kızınızın babası Haluk Bilginer’le ilişkiniz nasıl gidiyor? Sizi yeniden bir araya getiren kızınız mı, yoksa birbirinize karşı duyduğunuz sevgi ve saygı mı?
Yengi, bir evlat sahibi olmanın her iki taraf için de sevgi ve saygıyı sürdürmek zorunda olduğunu vurguluyor. “Birbirimize karşı olan saygımız her zaman devam ediyor,” diyor.
Evden çıkarken ya da yatmadan önce bir ritüeliniz var mı?
Yengi, sahneye çıkmadan önce dua ettiğini belirtiyor. “Yaş aldıkça ufak tefek takıntılarım oluşmaya başladı. Örneğin, ütünün fişini çekip çekmediğime bakıyorum,” diyor. Ayrıca, sağlıklı yaşam için aralıklı oruç uyguladığını ve pilates yaptığını ekliyor.
Sezen Aksu ile bağınız yıllar geçtikçe nasıl bir yol aldı?
Yengi, Sezen Aksu’nun kendisi için çok özel bir insan olduğunu ve aralarındaki ilişkinin zamanla daha da derinleştiğini ifade ediyor. “O, benim hayatımdaki en önemli insanlardan biri. Onu her zaman kalbimde özel bir yere koyuyorum,” diyor.
Mabel Matiz’le düetiniz de konuşulmuştu. Bu dönemin isimleriyle çalışmak nasıl değerlendirmenizi istesek?
Yengi, Mabel Matiz ile olan iş birliktisinin heyecan verici olduğunu belirtiyor. “Onun kalemini çok beğeniyorum. Birlikte daha birçok projede yer almayı umuyorum,” diyor.
Derya Uluğ’un “Yabani” şarkısının cover’ını beğenenler kadar beğenmeyenler de oldu. Bunu yorum farkından ziyade dönemin müzik anlayışı olarak mı yorumlarsınız?
Yengi, 90’ların müziğinin sahici, kaliteli ve rekabetsiz olduğunu vurgulayarak, o dönemde yapılan şarkıların hala hatırlanabildiğini dile getiriyor. “Bakın ne güzel şarkılar yapmışız 90’larda. 2024’te tekrar söylenebiliyor,” diyor.
Kaynak: Patronların Dünyası