Antalya İl Milli Eğitim Müdürlüğü önünde bir araya gelen Eğitim-İş, Eğitim-Sen, Hürriyetçi Eğitim Sen, Anadolu Eğitim Sendikası ve Öğretmen Sendikası üyeleri mecliste görüşülen Öğretmenlik Mesleği Kanunu (ÖMK) hakkında tepkilerini ortaya koydu. Adil ve kapsayıcı bir meslek kanunun hazırlanması çağrısında bulunan Eğitim-İş Antalya Şube Başkanı Sadık Acar, “Bu teklif, öğretmenlerin mesleki haklarını güvence altına almak bir yana, bizi daha da zor şartlar altına sürükleyecek hükümler içermektedir. Kanun teklifi, öğretmenleri otoriteye uygun şekilde seçmeyi amaçlamaktadır. Bu anlayış, öğretmenleri güçlendirmeyi değil, tam tersine zayıflatmayı hedeflemektedir” dedi.
5 SENDİKA BİR ARAYA GELİP TEPKİ GÖSTERDİ
Antalya İl Milli Eğitim Müdürlüğü önünde bir araya gelen Eğitim-İş, Eğitim-Sen, Hürriyetçi Eğitim Sen, Anadolu Eğitim Sendikası ve Öğretmen Sendikası üyeleri mecliste görüşülen Öğretmenlik Mesleği Kanunu (ÖMK) ile getirilen düzenlemelere tepki gösterdiler. Eğitim-İş Antalya Şube Başkanı Sadık Acar, Millî Eğitim Bakanlığı’nın (MEB), Öğretmenlik Mesleği Kanunu (ÖMK)’nun TBMM Genel Kurulu’nda görüşüldüğünü ve kanunun ilk 22 maddesinin bütün eleştiri ve itirazlara rağmen kabul edildiğini ifade etti. Sadık Acar, “Eğitimin ana bileşenlerinden birisi olan eğitim ve bilim emekçilerini yok sayan, taleplerine ısrarla kulak tıkayan MEB, sürecin başından bu yana bildiğini okumaya devam etmeyi sürdürmektedir. Eğitim sendikalarının, halen görevde olan ve atama bekleyen bir milyonu aşkın öğretmenin taleplerini yok sayan ÖMK’ye yönelik eleştiri ve önerilerimizin ısrarla görmezden gelinmesi bizler açısından kabul edilemez bir durumdur” dedi.
MESLEĞİNİ TANIMLAMIYOR
ÖMK’nin TBMM gündemine yeniden geleceği açıklandığını ifade eden Sadık Acar, “ÖMK, öğretmenlik mesleğini itibarsızlaştıran ve emeğimizi değersizleştiren, ekonomik, sosyal ve mesleki sorunlarımıza çözüm üretmeyen, eşit işe eşit ücret ilkesini ortadan kaldıran, özlük haklarımızı zayıflatan, çalışanlar arasında ayrımcılığı ve eşitsizliği derinleştiren bir içeriğe sahip. Bu teklif, öğretmenlerin mesleki haklarını güvence altına almak bir yana, bizi daha da zor şartlar altına sürükleyecek hükümler içermektedir. Kanuna dair temel itirazlarımız şu şekildedir: Bu kanun teklifi, öğretmenlik mesleğini tanımlamıyor, bir meslek kanunu niteliği taşımıyor. Öğretmenliğin temel özellikleri, görev ve sorumluluklar, mesleki haklar, sosyal haklar, örgütlenme özgürlükleri gibi konular hiçbir şekilde kapsamda yer almıyor” sözlerine yer verdi.
“İTİBARINI ZEDELEMEKTEDİR”
Anayasa Mahkemesi kararlarının göz ardı edildiğine vurgu yapan Sadık Acar, “Daha önce Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilen hükümler yeniden düzenlenmeden teklifte yer alıyor. Özellikle aday öğretmenlik süreci, bu sefer hazırlık eğitimi adı altında güvencesiz bir hale getirilmiştir.
Uzman öğretmen ve başöğretmen unvanları, görevde herhangi bir yetki farklılaştırması olmadan korunmuştur. Meslek kıdemi esas alınarak yapılan ücret düzenlemesi, tüm öğretmenlere unvan şartı aranmaksızın verilmelidir. Kanun teklifine göre Millî Eğitim Bakanlığı başarılı, eğitim fakülteleri ise başarısız olarak gösterilmektedir. Bu gerçek dışı bir iddiadır ve öğretmen yetiştiren kurumların itibarını zedelemektedir. Kanun teklifi, öğretmenleri otoriteye uygun şekilde seçmeyi amaçlamaktadır. Bu anlayış, öğretmenleri güçlendirmeyi değil, tam tersine zayıflatmayı hedeflemektedir” açıklamasına yer verdi.
“BU ANLAYIŞI REDDEDİYORUZ”
Sadık Acar tepkisini şöyle devam ettirdi: “Sözleşmeli, ücretli öğretmenlik gibi güvencesiz istihdam biçimleri bu kanun teklifiyle daha da yaygınlaştırılmakta, hazırlık eğitimi adı altında yeni bir güvencesizlik basamağı eklenmektedir. Kanun teklifi, öğretmen yetiştirme sürecinde ciddi bir sapma içeriyor. Öğretmenlik lisans eğitimi üzerine kısa süreli bir eğitimle mesleği kazanma öngörülüyor, bu da öğretmenliğin niteliğini düşürecektir. Bu kanun teklifinde öğretmenin hakları yoktur. Görev ve sorumluluklar detaylandırılırken, öğretmenin sosyal hakları, kürsü dokunulmazlığı, dinlenme ve tatil hakları gibi konular yok sayılmıştır. Öğretmenlik, öğretmen yetiştiren kurumlarda edinilen beceri ve bilgiye dayalı bir uzmanlık mesleğidir. Öğretmenlik mesleğini, sadece MEB’in belirleyeceği hazırlık eğitimine dayandıran bu anlayışı reddediyoruz.”
“KABUL ETMİYORUZ”
Yeniden TBMM gündemine getirilecek olan kanun teklifine itiraz ettiklerini dile getiren Sadık Acar, “Unvanlarda ayrıştırmayı kabul etmiyoruz! Kıdem yılına göre tüm öğretmenlere ödemeler yapılmalı, bu ödemeler emekliliğe yansıtılmalıdır. Milli Eğitim Akademisi’ni kabul etmiyoruz! Öğretmenlik diploması esastır, başka bir yapıya ihtiyaç yoktur. ÇEDES gibi protokollerle öğretmenlik mesleği dışında bizlere dayatılan görevleri kabul etmiyoruz! Öğretmenler kanunda belirtilen asli görevlerini yapmalı, kanunlarda açıkça yazdığı gibi okullarda öğretmenler dışında hiç kimse eğitim öğretim hizmeti vermemelidir. Disiplin hükümleriyle baskılanmak istemiyoruz! Haklarımızı kısıtlayan ve bizleri keyfi ceza uygulamalarıyla baş başa bırakacak olan her türlü düzenlemeye karşıyız” dedi.
“TALEPLERİMİZ OLMALIDIR”
Özel sektör öğretmenlerinin ücretleri güvence altına alınması yönünde çağrıda bulunan Acar, “Taban maaş yasasıyla, kamu-özel farkı ortadan kaldırılmalıdır. Güvencesiz istihdamı reddediyoruz! Ücretli, sözleşmeli değil, kadrolu ve güvenceli istihdam sağlanmalıdır. Meslek Kanunu’nda haklarımız ve taleplerimiz olmalıdır! Bu teklif, sadece görev ve sorumluluklardan bahsederken, öğretmenin haklarını ve taleplerini görmezden geliyor. ÖMK kanun taslağı gerek hazırlanış biçimi gerekse sınırlı içeriği açısından meslek kanunu olmaktan çok uzaktır. Öğretmenlik mesleği gibi 17 milyonu aşkın öğrencinin eğitim hakkını ve bir milyonun üzerindeki öğretmenin mesleğini, çalışma koşullarını, ekonomik ve özlük haklarını böylesine sığ ve dar bir çerçevede düzenlemekte ısrar etmek doğru değildir” dedi.