* Altın Portakal sona erdi. Kentin çeşitli noktalarında karşımıza çıkan festival tanıtım görsellerine bakarak kafası karışık bir festival izlediğimizi söyleyebiliriz. Yetkililer bu sonucu içlerine sindiremese de bu, 61. Altın Portakal’dı. Geçen yıl, uzun zamandan bu yana aldığı tuhaf kararları muhteşem bir finalle (!) taçlandıran bir organizatör ve şeffaf olmayan yerel yönetim marifetiyle, ülkenin en köklü festivali yapılamaz hale geldi.
* Geçen yıl “Kanun Hükmü” filmine uygulanan sansür nedeniyle yapılamayan festivalden söz etmişken, 2 Ekim akşamı bu filmin yönetmeni Nejla Demirci’yle bir araya geldiğimizi hatırlatayım. Merkezi BAKÜS (Bahçeli Kültür Sanat) olan Özgür Portakal adlı etkinlikte gösterileceği açıklanan yapım, bu kez de son dakikada alınan valilik kararıyla seyircinin önüne çıkamadı.
* Genel anlamda ortalamanın üzerinde seyreden bir organizasyon olan 61. Altın Portakal’da, -Ankara programım nedeniyle izleyemediğim 2 film hariç- seyrettiğim Ulusal Yarışma filmleri içinde “Mukadderat” ve “Evcilik”in öne çıktığını önceden belirtmiştim. Bu bağlamda ödüllerin hakkaniyetli dağıtıldığını söyleyebilirim. “Mukadderat”, kadın sorununu merkezine alan düzeyli bir gişe filmi. Festivallerden uzun zamandır dışlanan komedi filmlerinin dönüşü anlamına gelen bu yapım, özellikle Nur Sürer’in etkileyici performansıyla öne çıkıyor. Vizyonda kaçırmayın!
* Nur Sürer’in ödülünü Yılmaz Güney’e adamasını önemli buluyorum. Sinemamızın en önemli yönetmenlerinden birine, gerçekle bağdaşmayacak biçimde hakaretler yağdıran, topu topu 4 sinema filmiyle Başarı Ödülü’ne değer bulunan Farah Zeynep Abdullah’a verilen en güzel cevaptı bu. Bir film festivalinin dizi oyuncusunu ödüllendirmesindeki garabet bir yana, söz konusu çıkışları hangi entelektüel birikimle yaptığı meçhul olan Abdullah’ın sanırım meslekteki ustalarından öğreneceği çok şey var!
* Ümit Ünal’ın merakla beklediğimiz yeni filmi “Evcilik” de festivalin az sayıda dikkat çeken yarışma filmlerindendi. Polanski sinemasını andıran bir girişe sahip olan yapım, finale doğru yarattığı gerilimi yitirse de kimi anlarıyla dikkate değer bir yapımdı. Yine de filme aynı zamanda yapımcı olarak katılan Nejat İşler’e verilen En İyi Erkek Oyuncu Ödülü’nü abartılı bulduğumu belirteyim.
* Bu yılın festivalinde göze çarpan en önemli farklılık, sinema sorunlarının masaya yatırıldığı çalıştay oldu. Etkinliğe 11 Ekim tarihinde, “Türkiye’de Sinema Yazını” başlığıyla dahil oldum ve sonuç bildirgesini hazırlayan ekipte yer aldım. Görüşmelerimizde kayda geçen, “62. Antalya Altın Portakal Film Festivali’nde ilki düzenlenecek şekilde, basılmamış sinema kitabı yarışmasının düzenlenmesi. Seçilecek eser/eserlerin editörlük, mizanpaj, basım ve dağıtım süreçlerinin belirlenmiş bir yayınevi tarafından yarışmadan alınacak destek ile yürütülmesi.” maddesinin önemli olduğunu düşünüyorum.
Not: 9. Kaleiçi Old Town Festivali, bu Cuma başlıyor. Kentimizin yerel inisiyatifinden doğan, Muratpaşa Belediyesi imzalı etkinlikte pek çok sanatçının özgün çalışmaları yer alıyor; ayrıca önemli söyleşiler, izleyicisini bekliyor. İçinde yer aldığım iki etkinlikten biri, yaşayan en önemli sinemacılarımızdan olan Şerif Gören’le gerçekleştireceğimiz söyleşi. Ayrıca AntSanat dergisi bünyesinde gerçekleşecek bir başka sohbetin konusunu, “Antalya’nın bir sanat şehri olarak anılması için ne yapmalı?” sorusu oluşturuyor. Her iki etkinlik de 19 Ekim Cumartesi günü saat 15.00-18.30 arasında AKMED’de gerçekleşecek. Tüm sanatseverler davetlidir.