AB liderleri, Trump ile gerçekleştirdikleri toplantıda enerji ticareti ve uluslararası ilişkilerin geleceğini masaya yatırdı. Bu görüşmeler, küresel enerji dinamikleri ve ekonomik işbirlikleri açısından önemli bir adım olarak değerlendiriliyor.
Patronlar Dünyası’nın haberine göre; Avrupa Birliği (AB) Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen, AB Konseyi Başkanı Charles Michel ve Macaristan Başbakanı Viktor Orban, Budapeşte’de gerçekleştirilen AB Liderler Zirvesi’nin ardından ortak bir basın toplantısı düzenledi. Toplantıda, yeni ABD yönetimi ile ilişkilerin önemine değinen von der Leyen, “ABD seçimlerinin sonuçlarını tartıştık. ABD, bizim en büyük ekonomik ve ticaret ortağımızdır ve eşsiz tarihi bağları paylaşıyoruz. Yeni yönetimle sağlam ilişkiler kurmak, bizim için kritik bir öneme sahip.” ifadelerini kullandı.
Von der Leyen, ayrıca ABD Başkanı Donald Trump ile gerçekleştirdiği telefon görüşmesine de vurgu yaparak, Ukrayna, savunma, ticaret ve enerji gibi önemli konuları ele aldıklarını belirtti. Bu alanlarda işbirliğini derinleştirmeye kararlı olduklarını ifade etti.
Amerikan LNG’sinin Avantajları
Trump ile yaptığı görüşmede enerji konusunun da önemli bir yer tuttuğunu söyleyen von der Leyen, “Rusya’dan çok fazla sıvılaştırılmış doğal gaz (LNG) alıyoruz. Neden daha uygun fiyatlı ve enerji maliyetlerimizi düşüren Amerikan LNG’sini tercih etmeyelim?” diyerek bu ticaret açığının tartışılması gerektiğinin altını çizdi. Ayrıca, zirvenin ana gündem maddesinin rekabetçilik olduğunu vurgulayan von der Leyen, AB’nin inovasyon açığını kapatması ve AB içinde üretimi artırması gerektiğini dile getirdi. “Daha fazla yatırıma ihtiyacımız var” diyen von der Leyen, Avrupa’da yatırım ve tasarruf birliği üzerinde çalışacaklarını belirtti.
Transatlantik İşbirliği ve Koordinasyon
AB Konseyi Başkanı Michel ise, Trump’ın seçilmesinin ardından transatlantik ittifak ve ABD ile ilişkiler konusunda kapsamlı bir görüş alışverişinde bulunduklarını belirtti. “Transatlantik bağları güçlendirmeye, ABD ile çeşitli alanlarda işbirliği yapmaya ve koordinasyonu artırmaya hazırız.” dedi. Michel, AB ve ABD’nin ticaret, yatırım ve güvenlik konularında işbirliğini sürdüreceğini vurguladı. Ayrıca, Ukrayna’nın desteklenmesine devam edileceğini de ifade etti.
Rekabetçilik Konusunda İstişareler
Rekabetçilik üzerine yapılan görüşmelerde, Avrupa’nın savunma kapasitesini artırma gerekliliğine de dikkat çeken Michel, savunma sanayisine yönelik desteğin artırılması gerektiğini belirtti. “Rekabetçilik konusunda kapsamlı bir tartışma gerçekleştirdik. Tek pazarı derinleştirmeliyiz.” diye ekledi.
Trump ile Müzakere Zorluğu
Macaristan Başbakanı Orban ise Trump ile müzakere etmenin kolay olmayacağını ifade etti. Orban, Trump’ın zor bir müzakereci olduğunu ve ticaret konusunda yeni ve zorlu fikirler ortaya koyabileceğini belirtti. “Dik durmalı ve müzakere etmeliyiz; sonunda bir anlaşmaya varmalıyız.” şeklinde değerlendirmelerde bulundu.
Budapeşte Bildirisi ve Ekonomik Hedefler
Zirvenin ardından yayımlanan rekabetçilik konusunda Budapeşte bildirisi, “Yeni jeopolitik gerçekler ve ekonomik ile demografik zorluklar karşısında, AB liderleri olarak, ortak ekonomik refahımızı güvence altına almaya, rekabet gücümüzü artırmaya, AB’yi dünyanın ilk iklim nötr kıtası yapmaya ve AB’nin egemenliğini, güvenliğini, dayanıklılığını ve küresel etkisini garanti altına almaya kararlıyız.” ifadelerini içeriyordu. Bildiride, karşılaşılan rekabet zorluklarının hem kamu hem de özel sektörden önemli yatırımlar gerektireceği vurgulandı. Ayrıca, yeni mali araçlar ve öz kaynakların geliştirilmesi üzerine de çalışılacağı kaydedildi.
Eski Avrupa Merkez Bankası (ECB) Başkanı ve eski İtalya Başbakanı Mario Draghi, AB ekonomisinin küresel gelişmelere karşı nasıl rekabetçi kalabileceği konusundaki raporunu eylül ayında AB Komisyonu Başkanı von der Leyen’e sunmuştu. Raporda, AB’nin ABD ve Çin ile ekonomik olarak rekabet edebilmesi için daha koordineli bir sanayi politikası, hızlı karar alma yeteneği, yatırımları artırma ve ortak borçlanma gereksinimi olduğu vurgulanmıştı. Liderler, Draghi raporu çerçevesinde de kapsamlı bir görüş alışverişinde bulundular. Ancak, AB içinde ortak borçlanma konusu, en hassas mesele olarak öne çıkmakta. Almanya’nın liderliğindeki bazı ülkeler, bu konuda mesafeli bir yaklaşım sergiliyor.
Kaynak: Patronların Dünyası