Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, DEÜ DEPARK’ta Girişimcilerle Buluştu ve Teknoloji Ekosistemine Dair Önemli Açıklamalar Yaptı

Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır’dan DEÜ Teknoparkı DEPARK’a Özel İlgi ve Vurgular

Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, İzmir’in önemli eğitim ve araştırma merkezlerinden Dokuz Eylül Üniversitesi’nin teknolojik gelişimine yön veren DEPARK Teknoloji Geliştirme Bölgesi’nde düzenlenen özel bir toplantıya katıldı. Bu etkinlikte, akademik personel, genç girişimciler, firma temsilcileri ve bölgenin diğer paydaşlarıyla bir araya gelerek, Türkiye’nin inovasyon ve Ar-Ge ekosistemine ilişkin vizyonunu paylaştı.

DEÜ Rektörü Prof. Dr. Bayram Yılmaz, Buca Kaymakamı Mahmut Nedim Tunçer ve DEPARK Genel Müdürü Prof. Dr. Zeki Atıl Bulut’un yanı sıra, bölgedeki girişimciler ve akademisyenler de bu toplantıya iştirak etti. Bakan Kacır, yaptığı konuşmada, “DEPARK, bizim için sadece bir teknopark değil, aynı zamanda Türkiye’nin teknolojik kalkınmasında kritik öneme sahip bir inovasyon merkezidir” diyerek, bölgenin ülkemizin gelişim yolculuğundaki stratejik rolünü vurguladı.

DEPARK’IN Türkiye’nin Teknoloji Yolculuğundaki Yeri ve Önemi

Bakan Kacır, sözlerini şu sözlerle sürdürdü: “Dokuz Eylül Üniversitesi gibi köklü ve prestijli bir kurum, çok sayıda teknoloji girişimine ev sahipliği yapıyor. Bu girişimler, sürdürülebilirlik ve inovasyon alanında Türkiye’ye katma değer sağlayacak projelere imza atıyor. DEPARK, bu girişimlerin gelişimini hızlandıran ve destekleyen önemli bir üs olma özelliği taşıyor.”

Türkiye’nin Ar-Ge ve İnovasyon Ekosisteminde Son Durum ve Hedefler

Bakan Kacır, Türkiye’nin son yıllarda Ar-Ge ve inovasyon alanında kaydettiği ilerlemeleri detaylandırdı. “2019 öncesinde yılda yaklaşık 60-80 milyon dolar civarında yapılan start-up yatırımları, 2020’den itibaren hızla artarak ortalama 1 milyar dolara yükseldi. Son 5 yılda toplamda yaklaşık 5 milyar dolar yatırım yapılması, ekosistemimizin olgunlaşmasının ve uluslararası rekabet gücümüzün arttığının göstergesidir” dedi.

Türkiye’nin yüksek gelir grubuna erişmiş ve küresel pazarda söz sahibi bir ülke haline geldiğine dikkat çeken Bakan, “Yardımcı teknolojilerde bağımsızlığımızı güçlendirmeli ve kalkınma projelerimizi hızlandırmalıyız. İzmir Biyotıp ve Genom Merkezi (İBG) gibi altyapı projeleri, bu hedeflerimizi destekliyor” ifadelerini kullandı.

Küresel Rekabette Türkiye ve Teknoloji Savaşları

Bakan Kacır, dünya genelinde teknolojik yarışın sert ve yoğun hale geldiğine işaret ederek, “Herkes daha korumacı ve kendi teknolojisini öne çıkaran bir strateji izliyor. Bu nedenle, teknolojiyi paylaşmak eskisi kadar mümkün değil. Artık teknoloji savaşları ve rekabeti, ülke güvenliği ve gelişmişlik seviyemizi belirleyecek temel faktörler arasında yer alıyor” şeklinde konuştu.

Genç Yetenekler ve Bilim Ekosisteminin Güçlendirilmesi

Bakanlık olarak, gençleri ve bilim insanlarını bu yarışa hazırlamak amacıyla geniş kapsamlı çalışmalar yürüttüklerini belirtti. “DENEYAP atölyeleri, TEKNOFEST yarışmaları, TÜBİTAK’ın lider araştırmacı programları ve yüksek teknoloji yatırımlarını teşvik eden çeşitli projelerimizle, gençlerimizin ve girişimcilerin önünü açıyoruz. Amacımız, onların önündeki engelleri kaldırmak ve ülkemizin teknolojik bağımsızlığını sağlamaktır” diye ekledi.

Yatırımlar ve Türkiye’nin Ar-Ge Gücü

Bakan Kacır, Türkiye’de Ar-Ge ve tasarım merkezlerinin sayısının 1600’ü aştığını ve Ar-Ge’ye yapılan toplam yatırımın 22 yılda 14 misline ulaşarak 16 milyar dolara çıktığını söyledi. Ayrıca, araştırma personeli sayısının 29 binden 290 bine yükseldiğine ve teknolojik girişimlerin sayısının 11 bin 500’e ulaştığını belirtti. “İki teknopark ve 56 girişimle başlayan yolculuğumuz, bugün 106 teknopark ve 11 bin 500 girişimle devam ediyor” dedi.

İBG ve Bilimsel Gelişmeler

Türkiye’nin çeşitli üniversitelerinde kurulan önemli araştırma merkezleri arasında, ulusal düzeyde desteklenen ve fonlanan merkezler yer alıyor. Bunlardan biri de İzmir’deki Enformatik ve Biyoteknoloji alanındaki gelişmelerin merkezi olan İBG. Bakan Kacır, “İBG’de yürütülen çalışmalar, Türkiye’nin biyoteknoloji alanında bağımsız ve küresel ölçekte söz sahibi olmasını sağlayacak önemli adımlar olacak” diyerek, merkezlerin ülkenin bilimsel gelişimini hızlandıracağını belirtti.

Geleceğe Güvenle Bakan Bir Ülke

Bakan Kacır, “Gelişen teknolojik dönüşümler karşısında, bilim ve teknolojide iddiası olmayan ülkelerin ayakta kalması oldukça zor hale geliyor. Türkiye, güçlü bilimsel altyapısı, nitelikli araştırmacı kadrosu ve girişimcilik ekosistemiyle, bu dönüşümün öncüsü olma potansiyeline sahip. Bu nedenle, teknolojinin kalbinin attığı DEÜ ve DEPARK gibi merkezlerin önemi büyüktür” diye vurguladı.

DEÜ’nün Teknoloji ve İnovasyondaki Yükselişi

DEÜ Rektörü Prof. Dr. Bayram Yılmaz ise, üniversitelerinin TÜBİTAK desteklerindeki yüksek başarı oranlarından gurur duyduklarını belirtti. “Üniversitemiz, köklü yapısı ve güçlü araştırma altyapısıyla, teknolojik gelişimin merkezinde yer alıyor. Özellikle, Tıp Fakültesi, Mühendislik Fakültesi ve Güzel Sanatlar Fakültesi gibi bölümlerimiz, teknolojinin kalbinin attığı ve inovasyonun hızla yükseldiği alanlarda önemli çalışmalar yürütüyor” dedi.

Toplantının sonunda, Bakan Kacır ve Rektör Yılmaz, girişimlerin projelerini yerinde inceleyerek, genç girişimcilerin sorularını yanıtladı ve bölgedeki Ar-Ge çalışmalarına dair bilgi aldı. Etkinlik, Rektör Yılmaz’ın Bakan Kacır’a teşekkür plaketi takdimi ile sona erdi.