Kıyı yağmasına karşı Türkiye genelinden oluşturulan ortak bildiri, doğal kaynakların korunması ve sürdürülebilir çevre politikalarının uygulanması adına önemli bir adım olarak öne çıkıyor. Detaylar için hemen okuyun!
Antalya Körfez gazetesinin haberine göre; Türkiye genelinden 111 sivil toplum örgütü ve çevre platformu, kıyı yağmasına karşı ortak bir bildiri yayımladı. ‘Kıyı Hareketleri Dayanışma Ağı’ (KIYIDA) adı altında imza atan bu kuruluşlar, kıyılardaki hukuksuz kiralama ve işgallere dikkat çekerek şunları ifade etti:
“Kiralayamazsın; çünkü kıyı kiralamaları hukuksuzdur. Türkiye’nin deniz, göl ve akarsu varlığının ayrılmaz bir parçası olan kıyıların, ne ölçüde metalaştırıldığını ve rantın merkezi iktidar ile yerel yönetimler aracılığıyla nasıl gasp edildiğini açıkça görüyoruz. KIYIDA olarak tüm ekoloji örgütlerini, demokratik kitle örgütlerini ve yaşam savunucularını dayanışmaya davet ediyoruz. Kıyılar için daha geç olmadan, hep birlikte sesimizi birleştirip yükseltelim: Kıyılar hepimizin, kiralayamazsın!”
Türkiye’deki kıyı alanlarındaki işgaller ve kontrolsüz yapılaşma, kıyılardaki arazi parçalanması ve habitat kaybını artırıyor. Tüm dünyada deniz ve kıyıların korunması amacıyla 2021-2030 yılları BM tarafından ‘Okyanus On Yılı’ olarak ilan edilmişti. Okyanuslar, denizler ve iç sular, gezegenin geleceği için hayati öneme sahip olmasının yanı sıra, ‘Mavi Ekonomi’ adı verilen milyarlarca dolarlık bir pazarı da destekliyor. Ancak son yıllarda geleneksel balıkçılığın azalması ve kıyıların daha çok rekreasyon amaçlı kullanımı, deniz ve kıyılara yönelik bakış açısını değiştirmiştir.
Kıyı kumsallarının tarla gibi sürülmesi ve kumul ekosistemlerinin bilinçsizce yok edilmesi, büyük ölçekte kütlesel beton yığınlarıyla kaplanan oteller ve ikinci konutlarla birleşince, şezlong, şemsiye, restoran ve büfe rantı, kıyıların görünümünü ciddi şekilde değiştirmiştir. Üç tarafı denizlerle çevrili Türkiye, adalar hariç 8592 kilometrelik kıyı uzunluğuna sahiptir. Kıyılardaki korunan alanların toplamı ise 2022 verilerine göre 3216 kilometreyi bulmaktadır. Ancak korunan alanlarda bile yapılaşma ve rekreasyon faaliyetlerine izin verilmektedir, bu da kıyı koruma önlemlerinin yetersiz olduğunu göstermektedir.
Kıyılardaki kiralama, tahsis veya işgaller nedeniyle artan baskı, ekosistem ve habitat kaybını körüklüyor. Ekolojik bir işlevi olmayan ‘Mavi Bayrak’ uygulaması, kıyılardaki kullanım baskısını azaltmaktan ziyade kıyı turizmini destekleyen bir etiket olarak görülmektedir. Yoğun kullanım baskısı, hem ‘yeşil’ badanacılıkta olduğu gibi mavi badanacılığı da olumsuz etkiliyor.
Dünyada kıyı turizminin yoğun olduğu İtalya, Yunanistan ve İspanya gibi ülkelerde, turizm baskısının yarattığı tahribata karşı son yıllarda kamuoyunun sesi daha çok yükseliyor. Geçtiğimiz yaz Yunanistan’da gerçekleşen ‘havlu hareketi’, kıyıların şezlonglardan arındırılması için kitlesel eylemleri tetikledi. Türkiye’de de Datça ve Fethiye gibi turizm bölgelerinde benzer eylemler yapıldı. Ancak, kıyı yağmasına karşı Antalya’nın Gazipaşa, Kaş ve Manavgat gibi ilçeleri dışında yeterli itirazların gelmemesi dikkat çekicidir.
‘Kıyı Hareketleri Dayanışma Ağı’ (KIYIDA), Türkiye’deki kıyı yağmasına karşı bilinç oluşturmak ve ortak mücadele etmek amacıyla hazırladığı ortak bildiride, “Kıyılar Hepimizin: Kiralayamazsın!” ifadelerine yer verdi. Bildiride, kıyıların Anayasa’ya aykırı şekilde kiralanarak özel ticari alanlar yaratılmasının suç olduğu vurgulanmaktadır:
Güney Ege’de kıyıların 10 yıldır MUÇEV’e kiralandığına dikkat çekilen bildiride, kıyıların özel mülk konusu yapılamayacağı belirtilmektedir. Bu bağlamda, “Kıyılar halkındır” denilerek açılan 100 plajın MUÇEV’e verildiği ifade edilmektedir. Ayrıca, yerel yönetimlerin kıyı kullanımı ve Antalya Lara İhalesi gibi örnekler verilerek, kıyıların özel şirketlere devredilmesinin yarattığı sorunlar vurgulanmaktadır.
Sonuç olarak, Türkiye’deki kıyılar, doğal yaşam alanları olan birçok alanda olduğu gibi, büyük bir meta değer olarak görülmekte ve kiralama yöntemleriyle işgallere maruz kalmaktadır. KIYIDA, bu hukuksuz kiralamalara ve işgallere karşı toplumsal bir bilinç oluşturmak için çağrıda bulunmakta ve “Kıyılar hepimizin, kiralayamazsın!” mesajını vermektedir.
Ortak bildiriye imza koyan Kıyı Hareketleri Dayanışma Ağı imzacıları arasında, Bodrum Yurttaş İnisiyatifi, Adalar Sivil İnisiyatifi, Ayvalık Tabiat Derneği ve birçok çevre platformu yer almaktadır.
Kaynak: Antalya Körfez