Kadına yönelik şiddet ve istismar konusunu derinlemesine ele alan Müge Gezginci Ünsal’ın açıklamaları, toplumun bu önemli sorunla yüzleşmesine katkı sağlıyor. Bu içerikte, kadına yönelik şiddetin boyutları ve çözüm önerileri keşfediliyor.
Antalya Körfez gazetesinin haberine göre, Konyaaltı Belediye Başkan Yardımcısı Müge Gezginci Ünsal, gönüllü olarak yer aldığı kadına yönelik istismar ve şiddet davalarında, İstanbul Sözleşmesi’nin yürürlükte olmamasının yarattığı olumsuz etkileri deneyimlediklerini ifade etti. Ünsal, hem hukuki alanlarda hem de Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) içinde, kadına yönelik şiddetin önlenmesi ve kadınların toplumda hak ettikleri yerin alabilmesi için yürüttükleri çalışmaları ve projeleri detaylandırdı.
Siyasette kadın temsili konusuna değinen Ünsal, “Bugün 1934 yılına dönsek, daha fazla hakka sahip olduğumuzu görüyoruz” dedi. CHP’nin değişim kurultayı sonrası gerçekleşen tüzük kurultayında, kadın kotasının yüzde 33’ten yüzde 50’ye çıkarıldığını hatırlatan Ünsal, “Kurultay sonrası Parti Meclisi’nin yaş ortalaması 43’e düştü. Merkez Yürütme Kurulu’nun (MYK) yarısı kadın, yarısı erkek. Önceki döneme göre belediye başkan kadın sayısı yüzde 353 artış gösterdi. Şu anda CHP’de 35 kadın belediye başkanı görevde” şeklinde konuştu.
Konyaaltı Belediyesi’nde öncelikli olarak Çocuk ve Kadın Dostu Kent Projesi’ni geliştirdiklerini belirten Ünsal, “Kadın ve Aile Müdürlüğü kurmak istiyorduk ancak norm kadrodan dolayı, nüfusun düşmesi sebebiyle müdürlük kurma imkanımız olmadı. Bunun yerine, Konyaaltı Belediyesi’nde eşitlik birimi oluşturduk. Toplumsal cinsiyet eşitliği, yani kadın-erkek eşitliği ile birlikte yaşlı, çocuk ve engelli gibi dezavantajlı grupların topluma kazandırılması ve yereldeki tüm sistemlerden eşit şekilde faydalanmaları adına politika üretmek istiyoruz. Eşitlik yerelden başlar. Bu nedenle, yerelden genele doğru bir yayılım hedefliyoruz. Türkiye Kadın Dernekleri Federasyonu ile işbirliği içerisindeyiz ve belediyemizde bu eşitliği sağlamak için tüm yönetici kadromuza toplumsal eşitlik eğitimi verdik” dedi.
Antalya’nın kadın cinayetleri ve çocuk istismar vakaları açısından Türkiye’de ilk beşte yer aldığını vurgulayan Ünsal, kadınlara yönelik şiddet olaylarının faillerinin çoğunlukla erkek, eş, boşanma aşamasındaki eş, erkek kardeş ve ağabey gibi tanıdık kişiler olduğunu belirtti. Uzun süre Antalya Barosu’nda kadınlara yönelik şiddet davalarına gönüllü avukat olarak katıldığını hatırlatan Ünsal, bu duruşmalarda adaletin sağlanabilmesi için sadece hukuk kurallarının uygulanmasının yeterli olmadığını, aynı zamanda sivil toplum baskısı ve medya desteğine ihtiyaç duyduklarını belirtti.
“Kadın cinayetleri siyasidir” diyen Ünsal, sosyal devlet ilkesinin gereği olarak özellikle kadınların ve çocukların barınma ve beslenme gibi en temel ihtiyaçlarını karşılama yükümlülüğünün olduğunu, ancak bu yükümlülüğün yerine getirilmediğini ifade etti. Kadınları koruyan yasaların da etkin bir şekilde uygulanmadığını savunan Ünsal, İstanbul Sözleşmesi’nden Türkiye’nin imza çekmesinin sonuçlarını, vakalar karşısında kolluk birimlerine ya da savcılığa başvurduklarında “Size koruma tedbiri sağlamamızı mecburi kılan sözleşme artık yürürlükte değil” cevabıyla karşılaştıklarını anlattı. Ünsal, kadına yönelik şiddet davaları sonucunda sanıkların tutuksuz yargılanmasının, tutuklananların ilk itirazda serbest bırakılmasının ve af yasaları ile ilk salınanlar grubunda yer almasının kadına yönelik şiddetin azalmasının önünde büyük bir engel teşkil ettiğini savundu.
Kaynak: Antalya Körfez