Konya’da Dezavantajlı Çocuklar İçin Örnek Eğitim Modeli

Antalya Körfez gazetesinin haberine göre, Konya’da, öğrenci profili büyük ölçüde dezavantajlı gruptaki çocuklardan oluşan tarihi bir okul, idarecileri ve öğretmenleri sayesinde bu çocukları okula kazandırmak için büyük çaba sarf ediyor. Çocukların kıyafet ihtiyacından kırtasiye malzemelerine, ara öğünlerden çeşitli atölye çalışmalarına kadar pek çok konuda destek veren öğretmenler, aile ziyaretleri gerçekleştirerek çocukların okula devam etmelerini sağlamakta, onları topluma faydalı bireyler olarak yetiştirmek için emek vererek hem anne hem de baba rolünü üstleniyorlar.

Okulun Tarihi ve Öğrenci Profili

Konya’da 1890 yılında inşa edilen ve 1934 yılında Erkek Ortaokulu olarak hizmet vermeye başlayan bu okul, 1949 yılından itibaren 2014 yılına kadar Karma Ortaokulu adıyla eğitim vermiştir. 2014 yılından itibaren ise Alaaddin Keykubat İmam Hatip Ortaokulu ismini alarak eğitim hayatına devam etmektedir. Okul, öğrencilerinin büyük çoğunluğunu dezavantajlı çocuklardan oluşturmakta ve bu çocuklara hem maddi hem de manevi destek sağlayarak, çeşitli sanatsal faaliyetler ile okula bağlılıklarını artırmayı hedeflemektedir.

Sanat ile Tedavi Yaklaşımı

Alaaddin Keykubat İmam Hatip Ortaokulu Müdürü Sami Durgut, 7 yıldır görev yaptığı okulda, öğrencilerin hayatın zorluklarını daha erken yaşta deneyimlediklerini belirtiyor. Bu durumun, çocukların eğitim hayatında aksaklıklara yol açabildiğini ifade eden Durgut, “İlk geldiğimizde bu sorunları görünce, bu çocukları okula kazandırma ve sağlıklı bireyler olarak hayata hazırlama noktasında neler yapabileceğimizi düşündük. Tedavi etmenin en güzel yolunun sanat olduğunu fark ettik ve bu doğrultuda farklı atölyeler kurduk,” diyor.

• Seramik atölyesi
• Masal odası
• Sinema odası

Bu atölyelerde, çocukların sıkıcı ve zor hayatlarından bir süreliğine de olsa uzaklaşmalarını sağlamak için çeşitli etkinlikler düzenlenmektedir.

Çocukların Temel İhtiyaçları ve Rehabilitasyon Süreci

Durgut, günde 50 öğrenciye hayırseverler aracılığıyla yemek, tost ve içecek ikramı yaptıklarını belirtiyor. “Çocuklarımız burada hiçbir şekilde aç olmamalı. Aynı sırada oturduğu arkadaşının resim defteri, sulu boyası varken kendisi kalemsiz kalmamalı. Okul kıyafetlerini ve kırtasiye ihtiyaçlarını sağlamak için çalışıyoruz,” diyor. Bu ihtiyaçlar karşılandıktan sonra çocukların sanatsal faaliyetlerle ruhlarını doyurmayı hedefliyorlar. Durgut, “Öğrencilerimizden çok önemli geri dönüşler aldık. Birçok öğrencinin okula devamını sağladık. Çünkü çocuk kendisine sahip çıkıldığını gördü.” ifadesini kullanıyor.

Gelecek İçin Mücadele

Okulda öğretmenler olarak bazı çalışmalar yaptıklarını belirten bilgisayar öğretmeni Emre Gökçe, “Eğer biz bu çocukları eğitmezsek topluma sıkıntılı bir kitle göndermiş olacağız. Burada bu çocuklar için mücadele eden bir grup var. Bu çocukları geleceğe nasıl hazırlayabiliriz, daha sağlıklı bir şekilde topluma nasıl kazandırabiliriz, bunun mücadelesini veriyoruz,” diyor.

Türkçe öğretmeni Zeliha Baş Pasin ise okul çevresinin dezavantajlı ailelerden oluştuğunu belirterek, “Bu da beraberinde okul terkini ve devamsızlığını getiriyor. Bu nedenle ‘Okula dön, kalbine dön, kendine dön’ adlı bir proje başlattık ve velilerimizin kapısını tek tek çaldık,” diyerek bu sürecin önemini vurguluyor.

Kaynak: Antalya Körfez