Kılıçdaroğlu’nun Duruşması ve Toplumsal Dayanışma

Kılıçdaroğlu’nun duruşması, Türkiye’deki toplumsal dayanışmanın önemini vurguluyor. Bu süreçte yaşananlar, adalet arayışını ve halkın birleşme gücünü ortaya koyuyor. Detaylar ve analizler için yazımızı okuyun.

Kılıçdaroğlu’nun Duruşması ve Toplumsal Dayanışma
Yayınlama: 23.11.2024
4
A+
A-

Kılıçdaroğlu’nun Duruşması: Toplumsal Bir Dayanışma

Antalya Körfez gazetesinin haberine göre, Cumhuriyet Halk Partisi’nin (CHP) önceki dönem Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun ‘Cumhurbaşkanı’na hakaret’ suçlamasıyla 11 yıla kadar hapis ve siyasi yasak istemiyle açılan davanın duruşması, dün Ankara’da gerçekleştirildi. Bu dava, Kılıçdaroğlu’nun duruşmaya katılacağını açıklaması ve ‘safları sıklaştırın’ çağrısıyla toplumsal bir boyut kazandı. Kılıçdaroğlu’nun çağrısı ve parti içindeki tartışmalar neticesinde, Ankara’daki Adliye Binası önünde büyük bir kalabalık toplandı. Kılıçdaroğlu, duruşma salonuna ulaşmakta oldukça zorlandı.

Öncelikle belirtmek gerekir ki, dün Ankara Adliyesi önünde toplanan kalabalık, örgütlü bir grup değil, kendiliğinden oraya gelen kişilerden oluşuyordu. Günümüzün popüler ifadeleriyle, ‘organik’ bir topluluk adliye önünde yer aldı. Topluluk demekle kalmıyorum; binlerle ifade edilebilecek bir kalabalık vardı. Duruşma salonuna baktığımızda ise, katledilen Ülkü Ocakları eski Genel Başkanı Sinan Ateş’in eşi Ayşe Ateş ve yine katledilen Diyarbakır Barosu Başkanı Tahir Elçi’nin eşi Türkan Elçi’nin salonda bulunması dikkat çekiciydi. Bu fotoğraf, Kılıçdaroğlu’nun dayandığı tabanın sembolik bir göstergesi oldu. Aynı zamanda, Kılıçdaroğlu’nun ‘helalleşme’ politikasının bir yansımasıydı ve bu politika, dün Kemal Kılıçdaroğlu’na olan vefayı gösteriyordu.

Yukarıda ifade ettiğim ‘organik’ kelimesi, salondaki siyasal bileşimin toplumsal yansımasını temsil ediyordu. Toplanan insanları yalnızca CHP paydası altında görmek, Kılıçdaroğlu’nun ‘helalleşme’ politikasına haksızlık olurdu. Ayrıca, bu kalabalık, helalleşme mayasının tuttuğunun da bir göstergesiydi. Ancak, ‘Neden bu maya iktidara yetmedi?’ sorusu, başka bir tartışma konusudur.

Diğer yandan, basında yer alan bilgilere göre, 81 milletvekili davaya katıldı. Kılıçdaroğlu’nun yaklaşık 60 milletvekili tarafından desteklendiği biliniyor. Geri kalan milletvekillerinin ne kadarının eski genel başkana destek verdiği ya da ne kadarının parti içinde Kılıçdaroğlu yanında konumlandığı hakkında net bir veri mevcut değil. Fazladan gelen milletvekillerinin, parti içi siyasette Kılıçdaroğlu’nu desteklediği sonucuna varmak mümkün değil; ancak eski genel başkana destek verdikleri de tam olarak söylenemez. Kurulabilecek en doğru cümle, ‘Kılıçdaroğlu, gücünü korudu’ olacaktır.

Antalya’nın Duruşmadaki Temsili

Şimdi Antalya’ya gelelim. Antalya’nın beş vekilinin dördü; Aliye Coşar, Cavit Arı, Mustafa Erdem ve Sururi Çorabatır, adliyedeki yerlerini almışlardı. Beşinci vekil Aykut Kaya ise TBMM Plan Bütçe Komisyonu’ndaki nöbetçi olduğu ve konuşma yaptığı için katılamamıştı. Muratpaşa Belediye Başkanı Ümit Uysal, belediye başkanı olarak; Konyaaltı’nın önceki dönem Belediye Başkanı Semih Esen ise cübbesiyle avukat olarak salonda yerlerini almışlardı. Dışarıda da Antalya’dan gelen hatırı sayılır bir kalabalık vardı. Antalya’dan davaya katılmak için otobüsler kaldırılmıştı ve bazı katılımcılar kendi araçlarıyla gelmişti.

Antalya’nın katılımını bu açıdan değerlendirmek faydalı olacaktır. Büyük Kurultay’da ‘Değişim’ yanlısı olan delegelerin bir kısmı, bu düşüncelerinden vazgeçmiş durumdalar. Vazgeçmeyenler ise çeşitli nedenlerle genel merkezle bağlarını koparmayan isimlerdir. Antalya’dan sağlanan katılımın altında bu nedenlerin değerlendirilmesi gerekmektedir.

Sonuç

Sonuç olarak, Kemal Kılıçdaroğlu, genel seçim sonrası yaşananlardan ötürü ‘helalleşme’ çerçevesinde iade-i itibarını geri aldı ve bir kez daha tarihe düştüğü notlarla kendisini tarihe yazdırdı.

Kaynak: Antalya Körfez

Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.