Mica ve Ahmet Ertegün’ün hayırseverlik faaliyetleri, sanat dünyasına olan etkileri ve kültürel mirasa katkıları hakkında derinlemesine bir inceleme. Bu etkileyici çiftin sanata olan tutkusu ve topluma sağladığı faydalar üzerine keşfe çıkın.
Patronlar Dünyası’nın haberine göre, Atlantic Records’un kurucusu Ahmet Ertegün, 2006 yılında aramızdan ayrıldı. Eşi Mica Ertegün ise geçtiğimiz yıl 97 yaşında yaşamını yitirdi. New York’ta yaşayan bu ikili, hayırseverlikleri ile tanınıyor ve dünya çapında birçok önemli bağışta bulunarak sanat ve siyaset camiasının dikkatini çekmeyi başardılar.
Mica ve Ahmet Ertegün Bağışlarıyla Öne Çıktı
Mica Ertegün, 2012 yılında Oxford Üniversitesi’ne yaptığı büyük bağış ile dikkatleri üzerine çekmişti. Bu bağışın ardından “Vermeseydim de ne yapsaydım? Elmas mı satın alsaydım?” sözleriyle dünya basınında geniş yankı uyandırmıştı. Mica ve Ahmet Ertegün, yaşamları boyunca Oxford Üniversitesi’ndeki Beşeri Bilimler alanında Lisansüstü Burs Programı, Lincoln Center’daki Caz etkinlikleri, Dünya Anıt Fonu ve diğer önemli kültürel girişimlerin büyük destekçileri oldular.
Mica Ertegün’ün Koleksiyonu 121 Milyon 160 Bin Dolara Satıldı
Aynı zamanda bir sanat koleksiyoncusu olan Mica Ertegün’ün, ünlü Belçikalı ressam René Magritte’e ait L’empire des lumières (Işık İmparatorluğu) serisinden bir tablosu, New York’taki Christie’s Müzayede Evi’nde 121 milyon 160 bin dolara satıldı. Bu müzayedede tablonun açılış fiyatı 95 milyon dolar olarak belirlenmişti.
Ünlü Ressamın Serideki En İyi Tablosu
Magritte, kariyeri boyunca 17 benzersiz resimde gün ışığında yıkanan gece manzaralarını keşfetti. Ertegün’ün 1954 tarihli koleksiyonu, sanatçının teknik ustalığını ve tanıdık olanı ürkütücü kılma eğilimini yansıtıyor. Bu eser, Magritte’in serisindeki en iyi çalışma olarak kabul ediliyor ve gizemli bir sokak sahnesine ilk kez bir su kütlesini dahil ettiği anı simgeliyor.
Mica Ertegün/New York Times
Dünya Standartlarında Bir Eser
Müzayedeci Adrien Meyer, koleksiyonun açılış fiyatından daha yüksek bir fiyata satılmasının nedenini ‘dünya standartlarında’ olmasıyla ilişkilendirdi. Müzayedede en yüksek fiyatla alıcı bulan eserlerden biri olan Mica Ertegün’ün tablosunun ardından, David Hockney’nin 1971 tarihli Still Life on a Glass tablosu 19 milyon dolara satıldı.
Gelirin Büyük Kısmı Hayır Kurumlarına Bağışlanacak
Christie’s Müzayede Evi’nde yer alan bilgilere göre, Mica Ertegün, sürrealizmi derinlemesine toplamasıyla tanınıyordu. Bu satışın önemli bir kısmı hayır kurumlarına bağışlanmak üzere belirlenmişti. Ertegün, yaşamı boyunca birçok kültürel girişimi destekleyerek sanat dünyasına önemli katkılarda bulundu.
Müzayedenin ikinci bölümü 21 Kasım’da devam edecek ve Magritte, Picasso, Warhol ve Sonia Delaunay gibi ünlü sanatçıların eserlerini içerecek.
İlgili Haber
Merhum iş insanı Ahmet Ertegün’ün merhum eşi Mica Ertegün ile yaşadığı New York’taki tarihi evi satıldı.
Kaynak: Patronların Dünyası