Akciğer Kanseri Farkındalık Günü’nde uzmanlar, akciğer kanserinin erken teşhisi, belirtileri ve önlenmesi hakkında önemli açıklamalar yapıyor. Sağlığınızı korumak için bu kritik bilgileri kaçırmayın!
Antalya Körfez gazetesinin haberine göre; Memorial Antalya Hastanesi Genel Cerrahi Bölümü’nden Prof. Dr. Abdullah Erdoğan, “17 Kasım Akciğer Kanseri Farkındalık Günü” dolayısıyla akciğer kanseri hakkında önemli bilgilere dikkat çekti. Özellikle hastaların, rahatsızlık veren şikayetlerini ertelememeleri ve doktorlarının tavsiyelerine güvenmeleri gerektiğini vurguladı. Prof. Dr. Erdoğan, “Akciğer kanserini maalesef erken evrede, evre 1’de yakalayamıyoruz. Daha çok 2. evre, 3. evre hatta 4. evre gibi ilerlemiş aşamalarda tanı koyuyoruz. Şikayetlerimizi göz ardı etmeyelim ve bu konuda uzman hekimlerimize güvenelim. Ameliyat edilmesi gereken dönemde olmalıyız. Aksi takdirde, hekimimiz ikinci kez geldiğinizde size ameliyat edemiyorum demek zorunda kalabilir,” şeklinde konuştu.
Prof. Dr. Erdoğan, kanserin nedenleri üzerinde durarak, çevresel faktörlerin en önemli etkenlerden biri olduğunu belirtti. “Akciğer kanseri, yüksek öldürücülüğü ile yaşla birlikte görülme sıklığı artan bir hastalıktır. Tüm dünya toplumlarını etkileyen bu kanser türü, bazı toplumlarda daha yaygın olsa da akciğer kanseri, herkesin başına gelebilecek bir durumdur. Çevresel faktörler, hastalığın ortaya çıkmasında büyük rol oynar. Eğer bu faktörleri erken yaşta alırsak, akciğer kanseri de genç yaşlarda görülebilir. Örneğin, 20’li yaşlarda akciğer kanseri ile karşılaştığımız hastalarımız oldu, ancak bunlar oldukça nadirdir. Genel olarak akciğer kanseri, orta ve ileri yaş hastalığıdır ve çevresel etmenlerle doğrudan ilişkilidir,” diye ekledi.
Türkiye’deki akciğer kanseri vakalarının büyük bir kısmının, hastaların şikayetlerini dikkate almamaları nedeniyle erken evrede yakalanamadığını ifade eden Prof. Dr. Erdoğan, “Farkındalık, toplumların eğitim düzeyleriyle de yakından ilişkilidir. Bazı topluluklar, hastalığın erken teşhisini sağlamak için daha fazla çaba harcıyor. Ancak biz, günümüzde hala bu farkındalığı tam olarak oluşturamıyoruz. Akciğer kanserini genellikle evre 2, 3 veya 4 gibi ilerlemiş evrelerde tanıyoruz. Hastalarıma sorduğumda, ‘Şikayetimi önemsemedim, sigara içtiğim için öksürüğüm de geçer’ gibi yanıtlar alıyorum. Bu tür düşünceler son derece tehlikelidir. Eğer sigara içiyorsanız veya herhangi bir değişiklik hissediyorsanız, bir akciğer grafisi çektirmeniz veya bir hekime danışmanız kendi sağlığınız için son derece faydalı olacaktır,” dedi.
Farkındalığı artırmanın bir diğer önemli unsurunun hekimlere güvenmek olduğunu belirten Prof. Dr. Erdoğan, toplumda hala süregelen yanlış inançların tehlikesine dikkat çekti. “Geçen hafta bir hastam geldi; bir buçuk yıl önce bize gelmişti ve biz durumu tespit ettik. Hastamız, çevresindekilerin ‘Akciğere bıçak değmez’ gibi yanlış inançları nedeniyle tedavi sürecini erteledi. Bu tür yanlış bilgiler, hastanın tedavi şansını kaybetmesine neden oldu. Bu çağda böyle bir cümle duymak istemiyorum. Farkındalığı artırmanın iki önemli noktası var: İlki, şikayetlerimizi göz ardı etmemek; ikincisi ise hekimlerimize güvenmektir. Hekimlerimiz bilgi sahibi oldukları konularda yanımızdaki komşumuzdan daha fazlasını biliyorlar,” şeklinde açıkladı.
Prof. Dr. Abdullah Erdoğan, akciğer kanserinin yüksek ölüm oranına sahip olduğunu ancak erken evrede yakalandığında tedavi edilebilirliği konusunda umut verici gelişmelerin yaşandığını dile getirdi. “Akciğer kanseri, cerrahi müdahale ile tedavi edilebilen bir hastalıktır. Cerrahi aşamada, hastayı erken yakalamamız oldukça önemlidir. Eğer hastalık lenf noduna sıçrarsa, ‘Önce bir tedavi uygulayıp, ardından ameliyatı düşünelim’ yaklaşımını istemiyoruz. Farkındalığımız şöyle olmalı; şikayetlerimizi ertelemeyelim ve bu konuda bilgi sahibi olan hekimlerimize güvenelim. Ameliyat edilebileceğimiz dönemde olmalıyız. Hekiminiz, ikinci kez geldiğinizde, ‘Sizi ameliyat edemiyorum’ demesin,” diyerek konuşmasını sonlandırdı.
Kaynak: Antalya Körfez