Kira Tahliye Davaları: Mülk Sahiplerinin Sorunları ve Kiracıların Mağduriyeti

Kira tahliye davaları, mülk sahiplerinin karşılaştığı sorunlar ve kiracıların yaşadığı mağduriyetleri ele alıyor. Bu içerik, hukuki süreçler, haklar ve çözüm önerileri hakkında bilgi sunarak, tarafların durumunu anlamalarına yardımcı olacak.

Kira Tahliye Davaları: Mülk Sahiplerinin Sorunları ve Kiracıların Mağduriyeti
Yayınlama: 08.11.2024
3
A+
A-

Murat KAYA: Kira Tahliye Davalarındaki Yoğunluk

Patronlar Dünyası’nın haberine göre, mülk sahipleri ve kiracılar arasında yaşanan tahliye krizine dair önemli bir vurgu yapıldı. Daha önce kaleme aldığımız “Kiracı tahliye davaları mahkemeleri ağırlaştırdı: 1 yıl sonraya gün veriyorlar” başlıklı haberde, kiracıların mülklerinden çıkmaması nedeniyle mülk sahiplerinin yaşadığı mağduriyetin giderek büyüdüğü belirtilmişti. Mülk sahiplerinin mahkemelerde karşılaştığı yoğunluğun, sulh hukuk mahkemelerinde yüzde 60’lara kadar çıktığı ifade edildi. Bu durum, mülk sahiplerine son çare olarak başvurdukları mahkemelerin de pratik bir çözüm sunmamasıyla daha da zor hale gelmekte. Mahkemelerin, duruşma tarihlerini bir yıl sonrasına vermesi ve davaların sonuçlanmasının 6-7 yılı bulabileceği konusuna dikkat çekilmişti.

Bir Dokun Bin Ah İşit

Patronlar Dünyası’nın bu haberi, benzer sorunlar yaşayan mülk sahipleri tarafından büyük bir ilgiyle karşılandı. “Bir dokun bin ah işit” atasözündeki gibi, aynı mağduriyeti paylaşan insanlar bu konu hakkında daha fazla konuşma fırsatı buldu. Sosyal medyada, birçok mağdur kamuoyuna acil çözüm taleplerinde bulundu; devletin bu soruna bir an önce müdahale etmesi, mülk sahiplerinin yaşadığı mağduriyetlerin giderilmesi ve kiracılara makul alternatiflerin sunulması gerektiği yönünde yorumlar yapıldı. Mahkemelerin yavaş işleyişinin sorunu daha da büyüttüğüne dair verdiğimiz örneklerden biri, 14 yıl boyunca kiracısını çıkaramayan bir mülk sahibine bir yıl sonrası için duruşma tarihi verilmesiydi.

Benzer Bir Örnek Daha

Bu konudaki dikkat çekici bir başka örnek ise, mülk sahibi ve kiracı arasındaki tahliye krizini gösteren durumdur. Kiracının Türkiye’nin önde gelen bir ev sahiplenme şirketinin genel müdürü olması, durumu daha da ilginç hale getirmiştir. Doktor Akıncı ve Eşi Kiradan Çıkarılınca Yeni Ev Aldı

İstanbul Bezmialem Vakıf Üniversitesi Hastanesi’nde üroloji doçenti olan doktor Serkan Akıncı, eşiyle birlikte yaklaşık 2 yıl önce kiracı olarak oturdukları Ataşehir Barbaros Mahallesi’ndeki evden, 5 yıllık kiralama süresinin dolması nedeniyle ev sahibi tarafından çıkarılmak istendi. Kiralamadan önce tahliye taahhütnamesi imzalayan Akıncı, ev sahibinin tahliye davası açması üzerine onunla iletişime geçip evi satın almak istedi, ancak bu talebi olumsuz yanıt aldı. Bunun üzerine, aynı siteden benzer bir 3+1 daire kiraladı ve daha sonrasında bu daireyi satın aldı.

Satın Aldığı Evde de Kiracı Vardı, Çıkmadı

Akıncı, satın aldığı evde kiracı olarak oturan Katılımevim şirketinin Genel Müdürü Ahmet Özcan ile görüştü. Özcan, başka bir evi olmadığı için evden çıkmak istemediğini ifade etti. Doktor Akıncı, bu gelişme üzerine geçen yıl 6800 lira kira bedeliyle oturan Özcan’a evi tahliye etmesi için ihtarname gönderdi ve 6 ay geçtikten sonra tahliye davası açtı.

Mahkeme Tahliye Kararı Verdi

İstanbul Anadolu 15. Sulh Hukuk Mahkemesi’ne Ocak 2024’te açılan tahliye davası, 4 Temmuz’da sonuçlandı ve kiracının evi tahliye etmesine karar verildi. Ancak, sürecin devam ettiğini söyleyen Doktor Serkan Akıncı, yaşanan sıkıntıları şöyle anlattı:

“Biz Ahmet Özcan Bey’in evi tahliye etmesini beklerken, o tahliye kararına itiraz etti ve istinaf mahkemesine başvurdu. 4 aydır dosya istinafta bekliyor. Ancak kiracı olarak oturduğumuz evin tahliye davasına olan itiraz hakkımız doldu ve icra yoluyla evi on gün içerisinde boşaltmamız gerekiyor. Ahmet Bey’den iyi niyet bekleyerek bu hafta kendisini aradım, ancak evi boşaltmayacağını ve bir daha onu aramamamı söyledi.”

Evimizde Nerdeyse Bedava Kalmayı Tercih Ediyor

Şu an kendisi 8000 TL kira vererek oturmakta ve site içindeki kira bedellerinin 70.000 ila 80.000 lira arasında olduğunu belirtmekte. Doktor Akıncı, “Biz şu an evimizi boşaltmak zorundayız ve kendi evimize taşınamıyoruz. Katılımevim genel müdürü olarak çalışan Özcan, 5 milyon TL değerinde bir Mercedes arabası ve 1 milyon TL değerinde bir Rolex saati var. Maddi olarak başka birine ev vermesi veya kendi ev alması mümkün olmasına rağmen, neredeyse bedavaya bizim evimizde kalmayı tercih ediyor.” şeklinde ifade etti.

Ne Yapacağımızı Şaşırmış Durumdayız

Doktor Akıncı, “Bu sene lise sınavına girecek bir oğlum var ve neredeyse her günü değerli ders çalışmak için. Biz şu an ne yapacağımızı şaşırmış durumdayız. Birkaç ay daha bu evde oturup kar etme amacında olmasının kötü niyetli ve ahlaki olarak yanlış olduğunu düşünüyorum.” diyerek hukuk sistemindeki yavaşlığın kendilerini nasıl zor durumda bıraktığını vurguladı. “Tanıdık bir hakim bulursanız bu süreci hızlandırabilirsiniz” önerisinin kendisini rahatsız ettiğini belirtti. Akıncı, Katılımevim Genel Müdürü Ahmet Özcan’ın en kısa sürede evini tahliye etmesini talep etti.

Ahmet Özcan’ı Aradık: Dava Sonuçlandığında Zaten Çıkarım

Patronlar Dünyası editörü, evrensel gazetecilik ilkesi gereği Ahmet Özcan’ı arayarak beyanlarını almak istedi. Özcan, tahliye davasını ve tahliyesi istenen evde kiracı olarak oturduğunu doğruladı ve “Dava sonuçlandığı zaman zaten çıkarım” şeklinde konuştu. Ayrıca, “Davası bitmiş değil. İstinafta. Doktor Bey’in söylediği gibi zengin olsam ev alırım zaten. Benim oturduğum evi, kira sözleşmem varken satın aldı. Tahliye davası açtı. Dava da sürüyor. O zaten benden zam istemedi, hiçbir zaman ‘kiram düşük’ falan demedi.” diyerek durumu açıkladı.

İçinden Çıkılmaz Sorunlar Yumağı: Tahliye Davaları

Bu dava örneği, Türkiye’de mülk sahipleri ile kiracılar arasında yaşanan sorunların içinden çıkılmaz bir duruma geldiğini göstermektedir. Her iki taraf için de yarattığı mağduriyetler, günden güne daha da karmaşık hale gelmektedir. Kira oranlarının artışı, ev fiyatlarının yükselmesi gibi faktörler, mülk sahipleri ve kiracıların mahkemelerde çözüm aramasına yol açmakta; fakat biriken dosyalar nedeniyle mahkemeler, çözümleri 5-6 yıl süresince ertelemektedir. Biz de, daha önce yazdığımız ve büyük yankı uyandıran “Kiracı tahliye davaları mahkemeleri ağırlaştırdı: 1 yıl sonraya gün veriyorlar” başlıklı haberimizde yer alan o soruyu tekrar sorarak kamuoyuna bırakıyoruz: “Mal sahibi mülk sahibi, hani bunun ilk sahibi?”

Kaynak: Patronların Dünyası

Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.