Mimarlar Odası Antalya Şubesi tarafından iki yılda bir, belirlenen tema etrafında düzenlenen ve mimarlık ve kent gündemine dair bir tartışma ve paylaşım ortamı sunmayı hedefleyen Uluslararası Antalya Mimarlık Bienali, 2025 yılı Nisan ayında 5’inci kez düzenlenecek. Bienal’in lansman toplantısı Mimarlar Odası Antalya Şubesinde Mimarlar Odası Antalya Şubesi Başkanı Hasan Çerçiler, Bienal Başkanı Prof. Dr. C. Abdi Güzer, KüratörProf. Dr. Lale Özgenel, Küratör E. Hazal Türkyılmaz Bilgiç, Koordinatör Ayça Akay Özden tarafından gerçekleştirildi. Bienal Başkanı Prof. Dr. C. Abdi Güzer bienalin Türkiye’nin ilk ve tek uluslararası mimarlık bienali olma özelliğini taşıdığını ifade etti. Bienal, çeşitli disiplinlerden ulusal ve uluslararası isimleri bir araya getirecek. Uluslararası ölçekte turizm, kültür ve ticaret kenti Antalya’da, aralarında, mimarlık, planlama, tasarım, sanat, sosyoloji, psikoloji, ekonomi, medya ve politika gibi farklı disiplinlerin temsilcileri ile akademisyenler, öğrenciler, mimarlık dostları, yerel yöneticiler ve kentlilerin bulunacağı geniş katılımlı bir ortamda, mimarlık ve kent “bugün ve gelecek” açısından gündeme taşınacak.
YENİDEN OLAĞAN RİTMİNE DÖNMEK
Antalya Körfez Gazetesi muhabiri Ertuğrul Gün’ün haberine göre; Bienalin ilkinin 2011 yılında Kesişmeler temasıyla düzenlendiğini ifade eden Prof. Dr. C. Abdi Güzer, İkincisi 2013 yılında Şablon temasıyla, üçüncüsü 2015 yılında Geleceği Düşünmek temasıyla, dördüncüsü 2017 yılında Süreklilik teması adı altında düzenlenmişti. Bienalin olağan takvimi içinde 5. buluşmanın 2019 yılında düzenlenmesi planlanmıştı. Ancak, COVID 19 Pandemisi nedeniyle buluşma ertelenmiş ve bienal serisine ara verilmişti. Uluslararası Antalya Mimarlık Bienali serisi, 2025 yılındaki buluşmayla birlikte yeniden olağan ritmine dönmeyi hedefliyor. Teması, Arada olarak belirlenen 2025 yılı buluşması bu ritmi yakalamayı amaçlayan bir anımsatma ve olağana geçiş etkinliği olarak ön görülüyor. Bu anlamda, 5. kez düzenlenecek etkinliğin ismindeki 4.5, bu geçiş sürecini sembolik anlamda temsil ediyor. 4.5 aynı zamanda, pandeminin küresel ve yerel ölçeklerde gündelik yaşam pratiklerine getirdiği, bazıları kalıcı hale gelen, değişikliklerle farklı boyutlar kazanan yeni düzenler ve öncekiler arasındaki geçişe; yani bir çeşit “arada olma, arada bulunma” durumuna da atıf yapıyor” dedi.
SINIRSIZ DİJİTALLEŞME
Bienalde ‘Yeni dünya düzeninde mimarlık ve kent nereye evriliyor? sorusuna bir tartışma zemini oluşturmayı hedeflediğini belirten Prof. Dr. C. Abdi Güzer, “Tema çerçevesinde, bu sorunun yapay zekâ, sınırsız dijitalleşme, teknoloji hegemonyası, sosyal medya olgusu, göç ve yer değiştirme, çatışma ve savaş, insan sağlığı ve küresel salgın tehdidi, sürdürülebilirlik ve direnç, iklim ve çevre aciliyeti, gıdaya erişim, sağlıklı yaşam çevresi ve barınma, sosyal ve mekânsal adalet, kent, mekân ve insan güvenliği, kültürel erozyon, sosyal ve mekânsal sınırlar ve geçirgenlik, toplum ve kent kimliği gibi gerek Türkiye’de, gerekse dünyada sıklıkla gündem oluşturan çeşitli alt başlıklar üzerinden irdelenmesi amaçlanıyor. Bienal kapsamında bir araya gelecek katılımcıların, sergiler, sunuşlar, atölyeler ve panellerle yukarıda belirtilen alt başlıklar veya başkalarının yönlendiriciliğinde, bugünün dünyasında mimarlık ve kenti Arada perspektifinden sorgulamaları; bu bağlamda, tespitler, öneriler, projeksiyonlar, manifestolar, özgün fikirler ve tartışmalar geliştirmeleri bekleniyor” açıklamasına yer verdi.
MİMARLAR SOKAKLA BULUŞACAK
Mimarlıkla ilgili herkesin bir fikri, düşüncesi olduğunu ifade eden Prof. Dr. C. Abdi Güzer, “Hayat kalitemizi doğrudan etkiliyor. Bu nedenle kentin düşünülmesi kent üzerine beraberce bir üretim yapmamız son derece önemli. Türkiye ortamında göç, deprem, çevre, enerji gibi sorunların yoğunlaştığı bir dönemde bu kentsel konular başka alanlarla ilişkilenerek daha da öne çıkıyor ve bir önce kazanıyor. Dolayısıyla bir yandan sanatçılar, tarihçiler mühendisler, felsefeciler, daha önceki bienallerde olduğu gibi bir dizi toplantı, bu yoğun bienal haftasında aslında bir böyle kent ve mimarlık üzerine bir beyin fırtınası, yoğunluğu yaşıyoruz. Bu sene biraz daha böyle tek bir merkezde odaklanmayı, iç mekanı ve dış mekanıyla sergileri bir arada götürmeyi, toplantıları orada düzenlemeyi düşündük. Burada hem Türkiye’den hem uluslararası ortamdan hem mimarların hem de mimarlıkla ilgili çok farklı dallardan kişilerin katılımını ön görüyoruz, önemsiyoruz. Ama en çok önemsediğimiz ve altını çizdiğimiz konu bu kentleşme ve mimarlık meselesinin sokakla buluşmasıdır” dedi.
KENT NEREYE EVRİLİYOR
Düzenlenecek olan bienalinin Türkiye’nin kentleşme gündeminde önemli katkılarda bulunacağını ifade eden KüratörProf. Dr. Lale Özgenel, “Gerek teknoloji gerek de sosyal problemler politik siyasi kaynaklı krizler sağlık, pandemi gibi pek çok etken gündelik yaşam ve iş pratiklerimizi bazıları radikal olmak üzere değiştirdi. Dolayısıyla düzenlerimiz değişti. Biz bu bienaldeki arada kavramıyla geleceğe dair birtakım fikirler öneriler, tartışmalar geliştirmeyi amaçlıyoruz. Temel sorumuzda yeni dünya düzeninde mimarlık ve kent nereye evriliyor ya da neye dönüşüyor? Bienalin katılımcıları arasında sadece tabii ki mimarlar olmayacak” dedi.